Çankırı’da ilkokul öğrencileri üzerindeki baskı artıyor, çocuklar bir yarışın parçası gibi hissediyor. Müfredatın değişmesi mi bu baskının sebebi yoksa eğitim sistemindeki eksiklikler mi? Detaylar yazımızda.

"Devir değişti artık eskisi gibi değil" sözlerini hepimiz duymuşuzdur. Evet, devir değişti; onlar için her şey farklılaştı. Peki, bizim için neler değişti? Aslında çok fazla değil; biz teknoloji çağında doğduk ve gelişen teknolojinin bir parçası olarak büyüdük. Bilgisayarlar, yazılımlar, sosyal medya derken artık sosyal medya üzerinden alışveriş yapar, hatta satış bile gerçekleştirir olduk. Ancak, bugün değinmek istediğim konu bu değil; Çankırı’da yaşanan bazı sorunlar.

Öncelikle, Çankırı’da yaşanan sorunları dile getiren yazılar yazan biriyim. Bu yazıda da, dikkat çekilmesi gereken bir meseleyi ele alacağım. Konunun takipçisi olmamız gerektiğini düşünüyorum, çünkü burada önemli bir sorun var: İlkokul eğitimimizdeki değişimler.

Hepimiz ilkokula başladık; devletimizin zorunlu kıldığı bir eğitim sürecinden geçtik. Ancak, burada ya insanlarda ya da eğitim sisteminde bir eksiklik var gibi görünüyor. Çevrenizde ilkokula yeni başlamış çocukların okullarını ve kendi ilkokul yıllarınızı kıyaslamanızı istiyorum. Mesela, benim zamanımdaki ilkokul öğretmenim sevgili Ayhan Akın Özkan, bugünkü adıyla Mehmet Akif Ersoy İlkokulu’nda bize babacan bir şefkatle yaklaşırdı. Yarış atı gibi davranmaz, öğrenme sürecimizi olması gerektiği gibi yönetirdi. Allah ondan razı olsun, çok değerli bir insandı.

Günümüze dönersek, çocuklarımızın okula başlamasıyla ev düzeni değişiyor; çocukların psikolojisi, hatta aile içi dinamikler bile etkileniyor. Sosyal medyada sıkça rastladığımız videolarda ailelerin zorluk çektiğini gözlemliyoruz. Peki neden böyle? Biz de ilkokul okuduk. Müfredat değişmiş olabilir; ancak bunun yalnızca müfredatla ilgili olduğunu düşünmüyorum.

Öğretmenler arasında garip bir yarış hali var gibi görünüyor. Ödülü gala ile verilmeyen, ancak gereksiz bir hırsla sürdürülen bu yarış, birçok ailenin evinde çatışmaya yol açıyor. Bu süreçte çocuklar okula başlayalı sadece iki ay oldu ve çok kısa bir sürede okuma yazmaya geçmeleri bekleniyor. Ancak görüştüğüm idareciler ve öğretmenler, okuma yazmanın uzun bir süreç olduğunu, çocukların Ocak veya Nisan aylarında ya da ikinci sınıfta bile okuma yazmaya geçebileceğini söylüyorlar. Bu kadar kısa sürede çocukların bu derece ilerleme kaydetmelerini beklemek yarıştan başka bir şey değil.

Bu durum, eğitime büyük zararlar veriyor. Çankırı İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bu sorunları gidermek için bir çalışması var mı? Bu sorunun takipçisi olmalı ve eğitime zarar veren bu tür baskıcı uygulamaların önüne geçmeliyiz.