Çankırı Merkez Ortaokulu öğrencisi iken; okul güzergâhındaki Doğruyol Gazetesi’nin önünden gelip, geçerdim…

Çankırı’nın ikinci ortaokulu Sarı Baba’daki Atatürk Ortaokulu’nun yapımı tamamlanınca, Karatekin Mahallesi’nde ikamet eden öğrencileri bu okula naklettiler. Bizler, bu sayede Atatürk Ortaokulu’nun ilk mezunları olma bahtiyarlığına eriştik… Çankırı’da ortaokul sayısı ikiye çıkınca, ister istemez okullar arasında bir rekabet de başlamıştı. İşte bu rekabet ortamında yaşadığım heyecanla okuluma iki başarı kazandırdım. Bunlardan biri Emlak Bankası’nın açtığı “Yaşadığımız mahalle ve evimiz” konulu resim yarışması birinciliği, diğeri de Orman Bakanlı’ğının açtığı “Ağaç” konulu kompozisyon yarışması birinciliği idi. Okulumda düzenlenen törende okul müdürümüz Hasan Ural’ın hediye ettiği üzerine adımın yazdırıldığı dolmakalemi halen titizlikle saklarım.

Türkçe öğretmenimin birinci seçilen kompozisyonumu iki yerel gazetemiz Doğruyol ve Güneş’e verdiğini sonradan öğrendim. Yazımın, adımla gazetede yayınlanmış halini görmek çok hoşuma gitmişti ve çok da sevinmiştim…

Birkaç gün sonra öğretmenimden Mustafa Hoşafcıoğlu’nun beni Doğruyol gazetesine beklediğini öğrendim. Gittim, beni çok sıcak karşıladı. Biraz sohbet ettik. Gazetesinde benim yazılarımı yayınlamaktan mutlu olacağını söyledi… Bu onur veren teşvikle, Doğruyol ailesinin en küçük yazarı olarak ilkyazım, 4 Mayıs 1973’te yayınlandı.

Doğruyol Gazetesi’ne her yazımı götürdüğümde Mustafa Abi beni kendine özgü gülüşüyle karşılar, çaylarımızı içerken güzel sohbet ederdik. Onun kadife sesiyle tane tane anlattığı tavsiyelerini can kulağıyla dinlerdim bu esnada... Eğer bugün yazdıklarım okunuyorsa; bunu borçlu olduğum insanların başında rahmetli Mustafa Hoşafcıoğlu ağabeyimiz gelir. Hayat akarken, Doğruyol’a aralıklarla yazmaya devam ettim… Bugün Doğruyol arşivimi açıp, baktığımda yazdıklarımdan büyük mutluluk duyuyorum.

Dobi Ahmet’in türküsüyle ölümsüzleştirdiği güzeller yolu, Çankırı’nın simge noktalarından İmaret ’in kesintisiz hizmet veren en eski iş yeri ve Çankırı’nın en uzun ömürlü yerel gazetesiydi Doğruyol.  

“Gazetesiydi…” ta ki şu basın açıklamasına kadar: Çankırı’da yayınlanan 5 yerel  gazete “ekonomik sıkıntıları gerekçe göstererek” birleşerek, tek gazete olma kararı aldılar. Doğruyol, Karatekin, Bizim Çankırı, Çankırı’da Yenigün ve Anadolu’ya Tercüman  gazeteleri 30 Kasım 2024 tarihinde yayın hayatlarını sonlandırarak 1 Ocak 2025’ten itibaren “adı henüz belli olmayan tek gazete çatısı altında” birleşme kararı aldılar.

İşin arka planındaki gerçekleri bildiğim için şimdilik bu birleşmenin müdahale ve zorunluluk sonucu ortaya çıktığı gerçeğini tarihe not düşüyorum. Bu duruma sessiz kalanların da kulaklarını çınlatıyorum.

1919 doğumlu Mustafa Hoşafcıoğlu, ailenin 3 erkek çocuğunun en büyüğüydü. Babası lokantacı Ahmet Bey, Çankırı merkez Helvacılar, annesi Huriye Hanım da Ilgazlı Camgözler ailesinden. Eşi Şerife Meliha hanımla 1942 yılında evlenmiş. İlk gençlik yıllarında, İstanbul’da tabaklık yapmış;

Çankırı Valilik binasında bulunan İl Matbaasında Enver beyin yanında matbaacılığa ilk adımını atmış. Matbaacılığı öğrendikten sonra da kendi matbaasını Tuzcular Arastasında bir dükkânda açmış. Doğruyol Gazetesi, avukat Hüseyin Alpoğuz’un fikri teşvikiyle 14 Nisan 1956 tarihinde yayın hayatına bugünkü yerinde başlamıştır.

Doğruyol’un kurucusu rahmetli Mustafa Hoşafcıoğlu, gazetesine verdiği isim gibi, hayatı boyunca hep doğru bir çizgiden yürüdü. Tam bir Çankırı beyefendisi, ağırbaşlı, dürüst, samimi bir insandı Mustafa Abi. Kendi yağıyla kavrularak; kimseye eğilip, bükülmeden, gazetecilik ilkelerinden asla ödün vermeyen, etik değerleri kutsal gören, objektif gazetecilik anlayışıyla Çankırı basın tarihine geçti. Mütevazı imkânlarıyla Çankırı’ya hizmet etti ve yayın politikası gazetesinin başlığı altında yer alan "Hakka Hakikate Doğru" ilkesi oldu hep…

O dönemin gazetelerinin yazı işleri müdürlüğünü yapanların lise mezunu olması gerekiyordu, bu nedenle manifaturacı İhsan Ülker bu görevi üstlendi. Mustafa Hoşafçıoğlu, İhsan Ülker, Halit Emekli üçlüsü manifaturacı İhsan Beyin dükkânında bir araya gelerek şehrin nabzını tutarlardı. Sarı basın kartı sahibi Mustafa Hoşafcıoğlu’nun gazetesindeki köşesinin adı TAŞÇI idi.

Mustafa Hoşafcıoğlu 4 Kasım 1994 tarihinde vefat etti. Vefatından sonra ilk önce eşi Şerife Hoşafcıoğlu’nun sahipliğinde, 2 Ocak 2002’den itibaren de oğlu İrfan Hoşafcıoğlu’nun sahipliğinde 3 çalışanıyla yayın hayatına devam etti…

Sadece Çankırı’nın değil, Türkiye’nin de en uzun süredir çıkmakta olan yerel gazetelerinden biri olan, şehrin marka değeri, 68 yaşındaki Doğruyol’un yayın hayatına son vermesi hem çok düşündürücü, hem de çok üzücüdür! 

Babasının tarihi emanetini bir meşale gibi taşıyan İrfan Hoşafcıoğlu, Doğruyol’a dair şunları söylemişti bana: “Babamın hayatta olduğu yıllarda, okulu bitirdikten sonra mühendis olarak çalışma hayatına atılmayı düşündüm, o günkü şartlarda rahatlıkla bir devlet işine girebilirdim. Ancak böyle bir durumda Doğruyol gazetesinin kapanma ihtimali vardı. Benim için Doğruyol gazetesinin o günlerde Türkiye’nin en çok okunan gazetesi Hürriyet kadar değeri vardı. Babam bana 'git', ya da 'gitme' demedi. Sessiz kaldı. Bu anlamda tercihi bana bırakmıştı, ben de kendi arzum ve onun gönlünü hoş tutmak adına kaldım. Çankırı’da kalarak, Doğruyol gazetesini 2. kuşak olarak devam ettirmekten hiç pişmanlık duymadım.”

Sadece bir yıl önce 04 Kasım 2023 tarihli yayınında Doğruyol imzasıyla kaleme alınan şu satırlar, Doğruyol’un yayın hayatına asla kendinin son vermeyeceğinin kanıtıdır.

“14 Nisan 1956 tarihinde Mustafa Hoşafcıoğlu’nun;  ilkeli, azimli, kararlı,  inançlı, kamu hizmeti görev anlayışı ile kişilerin değil halkın hizmetinde yola çıkardığı Doğruyol, 1994 yılında el değiştirse de bayrak ikinci kuşak emin ellerde ilk günkü ruhla yoluna devam ediyor.

67 yıl önce Doğruyol’un temeli öyle sağlam atılmış ki;  her türlü rüzgâr, fırtınaya rağmen eğilmeden, bükülmeden,   serpilip dal budak salarak saygınlığından hiçbir şey kaybetmeden bu günlere erişti. Bu gurur bizim, desteğini esirgeyip bize heyecan veren siz okuyucuların, hepimizin… Babamız, ustamız, rehberimiz Mustafa Hoşafcıoğlu’nun gözünü arkada bırakmadık, bırakmayacağız,  ismini imkânsızlıkları zorlayarak son güne kadar yaşatacağız…”

[email protected]