AK Parti hangi hizmeti, hangi yatırımı yaparsa yapsın geçmişten günümüze belli bir kesimi memnun edemedi, edemeyecek de. Peki, AK Parti parayı gerçekten betona mı gömdü, yoksa betonu paraya, huzura, istikrara giden bir araç olarak mı kullandı?
Kimisinin AK Parti’nin siyaset anlayışına, kimisinin dünya görüşüne, kimisinin de senelerce bu ülkenin belli imkanlarından soyutlandırılan muhafazakar kesimin hak ettiği konuma kavuşmasına itirazı var. Tabi itirazla da kalmayıp, bu harekete can veren Recep Tayyip Erdoğan’a düşmanlık besleyenler de az değil.
AK Parti’ye karşı olan salt muhalif kesimin kullandığı kalıp cümlelerden birisi de “AKP Parayı betona gömdü” eleştirisi oluyor.
Hemen hemen herkesin kulağına benzer bir söylem ilişmiştir: “Eğer AKP parayı betona gömmek yerine üretime, eğitime harcasaydı ülke bu halde olmazdı” diyenlerin sayısı da bir hayli fazla.
Peki, AK Parti parayı gerçekten betona mı gömdü, yoksa betonu paraya, huzura, istikrara giden bir araç olarak mı kullandı?
Bu sorunun cevabını verebilmek için uzunca süreler geriye giderek çok geniş bir perspektiften bakmaya, geçmişten günümüze Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişim sürecini süzgeçten geçirmeye ve resmin bütününe bakmakla kalmayıp onu görecek bir ferasete ihtiyaç var.
Bir 20 yıl öncenin Türkiye’sine bir de Recep Tayyip Erdoğan’ın getirdiği günümüz Türkiye’sine bakıp, nereden nereye geldiğimizi ve nerelere gidebileceğimizi tahayyül edecek bir anlayışa, bu ülkenin hangi kazanımları elde edip, hangi köhneleşmiş statükolardan arındığının şuurunu hissedecek bir bakışa ihtiyaç var.
Bazen insanın gözüne perde iniyor da, gördüğünü sanıp aslında götürülmek istenilen noktaya tutulan fenerin ışığını takip edercesine etrafında olan biteni göremez oluyor.
Bakıyorum da AK Parti yanlış yapmış; Parayı betona gömmeyecekti. Şehirleri birbirine bağlayan otoyolları, bölünmüş yolları, alt geçitleri, üst geçitleri yapmayacaktı. Koca koca dağları delip tüneller açmayacaktı.
Ne güzeldi gecekonduların muhabbeti, isi, pası, pisliği... Soğuğu olsa da yıkıp yerlerine konutlar inşaa etmeyecek, müteahhitlere bu imkanı sunmayacaktı.
Her şehre üniversiteler, yurtlar, gençlik merkezleri, okullar, kreşler yapmayacaktı. Nasıl olsa belli bir zümrenin çocukları güzel okullarda okuyor, kolejlerde ülkeye yön verecek gençler yetişiyordu, garibanın çocuğu sanayide çırak, inşaatta amele olacaktı. Şimdi kim yapacak bu işleri?
Peki ya ikinci sınıf işlere layık görülen başörtülüler, betondan koca koca binalar yapıp, adliyelerin, kaymakamlıkların, polis merkezlerinin içlerini doldurmayacaktı bunlarla.
Su akar yolunu bulurdu nasıl olsa ne gerek vardı devasa barajlara. Başı ağrıyanın koşup geldiği hastanelere, beton yığını şehir hastanelerine de gerek yoktu. Ya organize sanayi bölgelerine ne demeli. Yüzlerce binayı doldurdular bir araya.
Çok büyük suç işledi AK Parti, gömmeyecekti parayı betona.
Tam bu düşünceler içerisinde AK Parti’ye kızarken, gördüm ki “AKP parayı sadece betona gömmemiş” demire de gömmüş.
Geçtiğimiz günlerde Karaman’dan gazeteci bir arkadaşımla işimizle ilgili sohbet ederken “Yarın gel yüz yüze görüşelim” dedi. Nasıl yani, Ankara neresi, Karaman neresi, mahallemizdeki kapı komşumuz değil ki hemen gidebilelim. “Hızlı trene binip, iki buçuk saatte geliyorsun” deyince bir anda cehaletimden arınıp olabileceğine kanaat getirdim. Zira yaklaşık 10 yıl önce hızlı trene ilk kez binmiş ve Eskişehir seyahatimde bu güvenli ve hızlı konforun güzelliğini yaşamıştım.
Nitekim bu muhabbetin ardından 2 gün sonra elime laptop çantamı aldım, koyuldum yola. Sabah gün ışımadan tren garının yolunu tuttum.
Bu AK Parti’ye kızmamak elde değil, devasa bir bina da buraya dikmiş. Havaalanı gibi yüksek tavanlı camlı bir yapı. Yine her zamanki gibi AKP parayı betona gömmüş diye düşünürken gördüm ki sadece betona gömmemiş demire de gömmüş. Ankara’dan tam Karaman’a kadar demirle kaplamış yolları, üzerinde de koca bir demir yığını.
Tüm bu düşünceler beynimi kemirirken birden başka bir soru ile dünyam aydınlandı.
Ulan dedim kendi kendime AKP parayı betona gömmüş madem peki ya bunları 80 yıldır niye yapmamışlar.
Adamlar 20 yılda bir ülkeyi adeta yeniden inşaa ettiler. Bir taraftan ülkenin tepesine çöreklenmiş vesayet rejimleriyle mücadele ederken bir taraftan da kalkınma hamlesini başlattılar. Her alanda ince ince, ilmek ilmek dokudular, eserler kazandırdılar.
AKP’nin suçu parayı betona gömmekse 80 yıldır niye yapmadılar bu yatırımları. Doğru! Avrupa bu hamleleri yaparken bizim başka uğraşlarımız vardı. Şimdi Türkiye, Avrupa seviyesine çıkarılmış, sağlık alanı başta olmak üzere hatta birçok alanda onların da üzerine çıkmışken, varsın biraz daha gömsün parayı betona AK Parti.
Velhasıl, hızlı trenle günü birlik bir Karaman yolculuğu yaptım. Online bilet alışımdan, girişte bilet, çıktı vs. kargaşasıyla uğraşmadan sadece kimlik göstererek girişime, trendeki koltukların konforuna, öndeki koltukla arasındaki hangar gibi boşluğa, vagonlar arası geçiş yapabilmeye, dakikasında kalkıp, dakikasında gideceği durağa ulaşmasına, trendeki çay kahve alanlarına her vakit ulaşılabilmesine, personelin nezaketine, trenin sessiz, sarsılmadan hızla gidişine ve o kadar güvenlikli sanırım ki, koltuklarda kemer dahi olmamasına hayran kaldım.
Ve dedim ki, AK Parti iyi ki parayı betona gümmüş, yetmemiş demire de gömmüş.
Ve uzakları yakın eden adam, Recep Tayyip Erdoğan’a bir kez daha saygı duydum.
Bayram POLAT
Not: Bu yazı daha önce Medya Ankara'da yayınlanmıştır.