Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Zorlutuna, bel fıtığı rahatsızlıklarının yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediğine dikkat çekti. Dr. Zorlutuna, bel fıtığının iş gücü kaybına neden olan başlıca hastalıklardan biri olduğunu belirtti ve hastalığın özellikle genç yaşta çalışan bireylerde büyük sıkıntılara yol açtığını vurguladı.
Dr. Zorlutuna, bel ağrısının 45 yaş altındaki bireylerin iş gücü kaybının %15’ine neden olduğunu söyledi. Özellikle lomber disk hernilerinin, yani bel fıtığının, bu ağrıların ana sebebi olduğunu belirten uzman, hastaların günlük yaşamlarını nasıl olumsuz etkilediğini aktardı.
Dr. Zorlutuna, bel fıtığının genellikle bel ağrısı ile başladığını ve bu ağrının kişiyi bel hareketlerinde kısıtlamaya yol açtığını ifade etti. Hastaların çoğu, bu ağrıları yatak istirahati ve ilaç tedavisiyle geçirebilmektedir. Fakat ağrının kaynağı sinir sıkışması olduğunda, tedavi süreci önem kazanır. Ayrıca, bel ağrısına bacaklarda ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma gibi ek şikayetler de eşlik edebilir.
Tedavi sürecinde hastalara, kısa süreli yatak istirahatinin ardından pasif hareketler ve kademeli egzersiz programları önerilmektedir. Ancak, ağır kaldırmaktan ve belin zorlanacağı hareketlerden kaçınılması gerektiği de unutulmamalıdır.
Bel fıtığı tedavisinde acil müdahale gerektiren durumlar da vardır. Dr. Zorlutuna, hastanın motor kaybı, idrar ya da gaita yapamama gibi bulgularının ilk 24 saat içinde tespit edilmesi halinde acil cerrahi girişim yapılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ilerleyici güç kaybı olan hastaların da mutlaka cerrahi müdahale ile tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.
Mesleki açıdan hızlı bir şekilde ağrıdan kurtulup iş hayatına dönüş yapmak isteyen hastalar için cerrahi tedavi seçeneği öne çıkmaktadır. Dr. Zorlutuna, cerrahi müdahale sonrası hastaların, ameliyatın ardından 2 saat içinde yatak içinde mobilize olabileceğini, 6-8 saat sonra ayağa kalkıp odada yürüyebileceğini ve ertesi gün taburcu olabileceğini aktardı.
Bel fıtığı, yalnızca fiziksel rahatsızlık yaratmakla kalmayıp, iş gücü kaybına da yol açan önemli bir sağlık sorunudur. Dr. Zorlutuna, erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini vurgularken, cerrahi müdahale gerektiren durumların zamanında tespit edilmesinin önemine dikkat çekti.
