Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, akut bağırsak enfeksiyonları konusunda önemli uyarılarda bulundu. Dr. Sarıkaya, özellikle kişisel hijyenine dikkat etmeyen bireylerin bu hastalık için yüksek risk taşıdığını belirtti. El yıkama alışkanlığı olmayan, yiyecekleri tüketmeden önce yeterince yıkamayan ve pişirmeyen, güvenli içme suyu kullanmayan bireylerin, akut bağırsak enfeksiyonlarından daha fazla etkilendiğini ifade etti.
Dr. Sarıkaya, hastalığın belirtileri arasında bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateşin bulunduğunu, ishal diyeti uygulanması ve bol sıvı alınmasının önemli olduğunu belirtti. Ayrıca, hastalığın genellikle virüs, bakteri veya nadiren parazitlerin vücuda alınmasıyla oluştuğunu söyledi. Gıda temizliğinin önemine dikkat çeken Dr. Sarıkaya, kirli su ve yiyeceklerin tüketilmesinin enfeksiyon riskini artırdığını belirtti.
Bol sıvı tüketiminin önemini vurgulayan Dr. Sarıkaya, ishal ve kusmaya bağlı olarak vücuttan fazla sıvı kaybının (dehidratasyon) bebekler ve küçük çocuklar için daha tehlikeli olduğunu söyledi. Bu durumda, hastaların susuzluk belirtilerine dikkat etmesi ve ağır dehidratasyon durumunda acil tıbbi yardım alması gerektiğini belirtti.
Son olarak, kişisel hijyen kurallarına uymayanların ve güvenli suya erişimi olmayan bireylerin hastalığa karşı daha savunmasız olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, hastalığın belirtileri görüldüğünde özellikle çocuk, yaşlı ve hamile bireylerin sağlık kuruluşlarına başvurması gerektiğini vurguladı.
“Enfeksiyonları genellikle bir virüs veya bakteri, daha nadir olarak da bir parazitin vücuda alınmasıyla meydana gelir”
Gıda temizliğinin önemine dikkat çeken Dr. Sarıkaya, “Akut bağırsak enfeksiyonları mide ve bağırsakların iltihabıdır. Bu hastalıkta ishal ana bulgu olup, ishale bulantı, kusma, ateş ve karın ağrısı eşlik edebilir. Akut bağırsak enfeksiyonları genellikle bir virüs veya bakteri, daha nadir olarak da bir parazitin vücuda alınmasıyla meydana gelir. Hastalık etkeni içeren dışkı ile bulaşmış olan yiyeceklerin yenilmesiyle, su veya diğer içeceklerin içilmesiyle, etkenle temas etmiş kirli ellerin ağıza götürülmesi ile ortaya çıkar. Güvenli içme ve kullanma suyuna ulaşımın sağlanamadığı bir bölgede, su içmek, yemek yapmak, bu suları temizlik amaçlı kullanmak ishalli hastalıkların görülmesini artırmaktadır” dedi.
“İshal diyeti uygulanmalıdır ve hastanın ağızdan bol sıvı alması sağlanmalıdır”
Bol sıvı tüketiminin önemli olduğuna dikkat çeken Dr. Sarıkaya, “Bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateş sık olarak gelişir. İshal, kusma ve yüksek ateşe bağlı olarak dehidratasyon tablosu gelişebilir. Bazen bağırsakta gaz toplanması, baş ağrısı, halsizlik de görülür. Dehidratasyon; vücuttan fazla miktarda su-sıvı kaybı olmasıdır. Dehidratasyon, bebekler ve küçük çocuklarda daha sık görülür. Bu yaş grubunda birkaç saat içerisinde vücuttan aşırı sıvı kaybı olabilir. Hafif dehidratasyon geliştiğini gösteren belirti hastanın susamış olmasıdır. Vücuttan su kaybı arttıkça susuzluğa ek olarak dudak ve ağız kuruluğu, uykuya meyil, gözyaşında azalma veya gözyaşının gelmeyişi, göz kürelerinde çökme, nabızda hızlanma, el ve ayaklarda soğukluk, derin veya hızlı solunum, idrar miktarında azalma olabilir. Ağır dehidratasyonda bunlara ek olarak dalgınlık, kan basıncında düşme, hiç idrar çıkarmama ve şok görülebilir. İshal düzelene kadar yağsız ve posasız gıdalarla ishal diyeti uygulanmalıdır ve hastanın ağızdan bol sıvı alması sağlanmalıdır” diye konuştu.
“Hastalıktan en çok kişisel temizlik kurallarına dikkat etmeyenler etkilenir”
Kişisel hijyene dikkat etmeyenlerin riskli grupta olduklarını belirten Dr. Sarıkaya, “Hastalıktan en çok kişisel temizlik kurallarına dikkat etmeyen, el yıkama alışkanlığı olmayan, yiyecekleri tüketmeden önce iyi yıkamayan ve yeterince pişirmeden yiyen, güvenli içme ve kullanma suyuna ulaşımın olmadığı toplum/kişiler ve çocuklar etkilenmektedir. Akut ishal belirtileri göstermeleri durumunda hastaların özellikle çocuk, yaşlı ve hamilelerin sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.