Çankırı’da 17. yüzyıldan günümüze ulaşan Osmanlı dönemi sadaka taşında toplanan yardımlar, günümüz ihtiyaç sahiplerine umut ışığı oluyor. Çivitcioğlu Medresesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminin izlerini taşıyan bu sadaka taşında biriken paralar, fakirlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılmakta.

Sadaka taşı geleneği, Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanan köklü bir yardımlaşma yöntemidir. Çankırı'daki sadaka taşına bırakılan yardımlar, ihtiyaç sahiplerine ulaşmadan önce düzenli olarak toplanıyor. Hayırseverler, medresenin girişinde bulunan demir kafesin içindeki yardımı bırakarak, ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor. Bu yöntem, yardım edenle yardım alan kişilerin kimliklerinin gizli kalmasını sağlayarak, mahremiyeti korur.

Samsun'da Jandarmadan Büyük Operasyon: 32 Bin 740 Makaron Ele Geçirildi! Samsun'da Jandarmadan Büyük Operasyon: 32 Bin 740 Makaron Ele Geçirildi!

Son iki buçuk ayda toplanan yardımların toplamı 20 bin TL'yi buldu. Bu meblağ, Çankırı’daki TİP-1 SMA hastası Umay Ersözlü’nün ailesine teslim edildi. Umay bebek için yapılan bu yardım, ilaç tedavisi ve diğer ihtiyaçlar için kullanılacak. Yardımın yapılması, medrese görevlileri tarafından titizlikle gerçekleştirilen bir süreç sonucu sağlanıyor. Paralar her akşam sayılarak, detaylı bir şekilde kayıt altına alınıyor.

Osmanlı döneminden gelen bu sadaka taşı geleneği, günümüzde de yardımseverlik ve dayanışma anlayışını yaşatmaya devam ediyor. Çivitcioğlu Medresesi'nde biriken yardımlar, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere özenle toplanıyor ve kaydediliyor. Medrese ziyaretçileri, yardımlarını bu tarihî taş aracılığıyla bırakırken, bu gelenekle toplumsal yardımlaşma ruhunu sürdürüyor.

Nazım Ege isimli bir vatandaş, Osmanlı döneminden günümüze kadar süregelen bu geleneğin yaşatılmasından büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Ege, "Osmanlı döneminde paralar avuç içi kapalı şekilde bırakılarak yardımın miktarının görünmemesi sağlanırdı. Bu yöntemle, ihtiyaç sahipleri sadece ihtiyaçları kadar yardım alırdı. Günümüzde de bu geleneği yaşatıyoruz. Burada biriken paralar, düzenli olarak kayıt altına alınarak ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırılıyor," şeklinde konuştu.

Bu tarihî geleneğin yaşatılması, yalnızca bir kültürel mirası korumakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal yardımlaşma ve dayanışma anlayışını da güçlendiriyor. Çankırı'da yaşayanlar, bu eski gelenek sayesinde ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin gururunu yaşıyor ve bu geleneğin gelecekteki nesillere aktarılmasını umuyor.

Kaynak: Berkay Tozlu