Türkiye, dijital tehditlere karşı daha güçlü bir savunma hattı oluşturmak için önemli bir adım attı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan 117'nci Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Siber Güvenlik Başkanlığı kuruldu. Bu yeni yapı, ülkenin siber güvenlik politikalarını belirlemek, stratejiler geliştirmek ve yerli teknolojilerin kullanımını artırmak amacıyla faaliyet gösterecek.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, başkanlığın önemine vurgu yaparak, özellikle “Q Günü” adı verilen kuantum bilgisayarların şifreleme sistemlerini tehdit ettiği senaryoya dikkat çekti. Darıcı, “Siber güvenlik, ilerleyen süreçte ülkeler için en büyük problemlerden biri haline gelebilir. Özellikle kuantum bilgisayarların devreye girmesiyle mevcut şifreleme mekanizmalarının kırıldığı bir kıyamet senaryosu akademisyenler arasında konuşuluyor. Türkiye’nin bu tehdide karşı önlemler alması hayati önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Darıcı, geçmişte yaşanan uçakların kalkamaması gibi siber güvenlik açıklarından kaynaklanan olayların, dijital sistemlere olan bağımlılığın artmasıyla daha büyük tehditlere dönüşebileceğini belirtti. “Kamusal düzeyde siber güvenliğin ne olduğu ve neler yapılması gerektiği konusunda daha fazla bilinç oluşturulmalı. Her kamu kurumunun, sistemlerini bu tehditlere karşı güçlendirmesi gerekiyor” diye konuştu.
Yeni kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı'nın, siber savunma mekanizmalarını geliştirerek, dijital personelin konumlandırılması, kişisel verilerin korunması ve kritik projelerin güvence altına alınması gibi konularda önemli adımlar atması bekleniyor. Darıcı, “Bu tarz durumlarda güvenlik açıkları yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik kayıplara da yol açabilir. Bu nedenle alınacak önlemler, ülkenin geleceği için kritik bir önem taşıyor” dedi.
Kuantum bilgisayarların hızla geliştiği bir dönemde Türkiye’nin Siber Güvenlik Başkanlığı ile atacağı adımlar, dijital dünyada daha güvenli bir gelecek için umut vaat ediyor.
