Çankırı, tarihi dokusu ve yöresel lezzetleriyle her zaman dikkat çeken bir şehir. Ancak son zamanlarda bu güzel kent, tuzda pişirilen Türk kahvesiyle adından söz ettiriyor. Hititler’den günümüze uzanan kaya tuzlarıyla hazırlanan bu özel kahve, hem lezzeti hem de pişirme tekniğiyle kahve severlerin ilgisini çekiyor. İşletmeci Ahmet Uçar’ın geliştirdiği bu benzersiz yöntem, geleneksel Türk kahvesine yepyeni bir boyut kazandırıyor.
Tuzda kahvenin sırrı: Hititler’den gelen lezzet
Çankırı’nın yerin 150 metre altından çıkarılan kaya tuzları, yüzyıllardır bölgenin en değerli hazinelerinden biri olarak kabul ediliyor. Ahmet Uçar, bu kaya tuzlarını kullanarak tuzda pişirme tekniğiyle Türk kahvesini birleştirmiş. Peki, bu özel kahve nasıl hazırlanıyor? Uçar, süreci şöyle anlatıyor:
"Önce tuz ve kumu 350 derecede ısıtıyoruz. Ardından cezveyi bu karışıma gömerek kahveyi yavaşça pişiriyoruz. Bu yöntem, kahvenin tadını tamamen değiştiriyor ve daha hafif, aromatik bir lezzet ortaya çıkıyor."
Bu teknik, sadece lezzet açısından değil, aynı zamanda sağlık açısından da faydalar sunuyor. Özellikle astım hastaları, tuzda pişirilen kahvenin solunum yollarını rahatlattığını belirtiyor. Müşterilerden Sümeyye Satılmış, bu deneyimi şu sözlerle anlatıyor:
"Tuzda pişen kahve, diğer yöntemlerle pişirilen kahvelerden çok daha farklı. Hem tadı daha hoş hem de nefes almayı kolaylaştırıyor. Herkese mutlaka denemesini tavsiye ederim."
Tarihi bir mekanda unutulmaz bir deneyim
Çankırı’da tuzda kahve deneyimi, sadece lezzetle sınırlı değil. İşletmenin bulunduğu tarihi mekan, bu deneyimi daha da özel kılıyor. Ahmet Uçar’ın işletmesi, şehrin tarihi dokusunu yansıtan bir yapıda hizmet veriyor. Bu ortamda içilen kahve, müşterilere sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir kültür yolculuğu sunuyor.
Türkiye’de bir ilk
Türkiye’de kahve pişirme teknikleri arasında kumda kahve oldukça popülerdir. Ancak Çankırı’daki bu işletme, kum yerine tuz kullanarak yepyeni bir yöntem geliştirdi. Türkiye Aşçılar Federasyonu İç Anadolu Bölge Başkanı Hayrettin Karaoğlu, bu tekniğin detaylarını şöyle açıklıyor:
"Tuz, ısıyı kumdan daha iyi iletiyor. Bu sayede kahve yavaş ve dengeli bir şekilde pişiyor. Sonuç olarak daha yoğun bir aroma ve lezzet elde ediyoruz. Bu yöntemi ilk kez Çankırı’da başlattık ve şu anda Türkiye’de başka hiçbir yerde bu teknik kullanılmıyor."
Karaoğlu, tuzda kahvenin geleneksel "tuzlu kahve" ile karıştırılmaması gerektiğini de vurguluyor. Tuzlu kahve, kız isteme törenlerinde yapılan bir gelenekken, tuzda kahve tamamen farklı bir pişirme yöntemi. Bu yöntemde kahveye tuz eklenmiyor, sadece tuz üzerinde pişiriliyor.
Turistlerin ve yerel halkın ilgi odağı
Çankırı’nın tuzda pişirilen Türk kahvesi, kente gelen turistlerin de ilgisini çekiyor. Özellikle "Yer Altı Tuz Şehri" olarak bilinen tuz mağarasından çıkarılan kaya tuzları, bu kahveyi daha da özel kılıyor. İşletme, sadece kahve değil, aynı zamanda bölgeye özgü diğer lezzetleri de sunarak misafirlerine unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
Ahmet Uçar, işletmesinin sadece bir kahveci olmadığını, aynı zamanda Çankırı’nın kültürünü ve lezzetlerini tanıtan bir mekan olduğunu belirtiyor. Gelecekte de yeni yeniliklerle müşterilerine farklı deneyimler sunmayı hedeflediğini söyleyen Uçar, tuzda kahvenin Türkiye’de daha da yaygınlaşmasını umuyor.
