Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu Toplantısı'nda konuştu.
Türk tiyatrosunun ve sinemasının usta ismi Ayten Gökçer'e rahmet dileğinde bulunan Erdoğan, “Başta acılı ailesi olmak üzere kıymetli sanatçımızın sevenlerine ve sanat camiamıza baş sağlığı diliyorum. Başta Dünya Çiftçiler Günü münasebetiyle düzenlenen bu toplantıda çiftçilerimiz ve onların değerli temsilcileriyle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu güzel toplantı vesilesiyle gönüllerimizi buluşturan Tarım Bakanlığımıza ve Ziraat Odaları Birliğimize teşekkür ediyorum. Alın terleriyle toprağı sulayan, emekleriyle onu üretime, ürüne dönüştüren çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü'nü tebrik ediyorum. Dünya Çiftçiler Günü'nün tüm çiftçilerimize milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Çiftçilere bereketli bir yıl temenni eden Erdoğan, ”Çiftçi kardeşlerimize bir kez daha emeklerinden, alın terlerinden ülkemize ve milletimize kazandırdıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Rabb'im sizlerden razı olsun. Rabb'im milletimize, sizlerin yokluğunu yaşatmasın. Tabii çift kardeşlerimize sadece ülkemiz tarımına yaptıkları katkılar için değil, demokrasimize verdikleri destek için de minnettarız, müteşekkiriz. 15 Temmuz darbe girişiminde milli iradeyi korumak için öne atılanların en başında biliyorsunuz çiftçilerimiz vardı. Birileri uçakları görünce ATM’lere koşarken çiftçilerimiz darbecileri engellemek için bir yıllık mahsulünü ateşe verdi. Elindeki tüm imkanlarla darbeci hainlere karşı koyan çiftçilerimizin fedakarlığını, cesaretini ve vatanperverliğini hiçbir zaman unutmayacağız. Tıpkı Milli Mücadele'de olduğu gibi iş başa düşünce istiklal ve istikbalimiz uğrunda canını ortaya koyan tüm çiftçilerimize şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'yi vesayetin her türlüsünden kurtarma mücadelesini birlikte verdik” diye konuştu.
Türkiye’nin tarımda Dünya’da önemli bir konuma geldiğini aktaran Erdoğan, ”Türk demokrasisine vurulan prangaları sizlerle beraber parçaladık. Sadece demokraside değil, ekonomide, tarımda, hayvancılıkta, üretimde ve ihracatta ülkemizi hayal dahi edilemeyecek seviyelere getirdik. Türkiye Yüzyılını da yine çiftçilerimizle omuz omuza inşa edeceğiz. Rabbim muhabbetimizi ve dayanışmamızı daim eylesin diyorum. Yüce Allah bizleri topraktan yaratmıştır. Hayatımızı toprağın üzerinde ondan elde ettiğimiz nimetlerle, mahsullerle sürdürüyoruz. Evet, insanoğlunun sadık yâri topraktır. Toprak olmazsa; bitki olmaz, nebatat olmaz, hayat olmaz. Toprak olmazsa ne dünyada kalacak yer ne de öteki aleme göçünce yatacak yer bulabiliriz” dedi.
Toprağın öneminden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Biz toprağa ne kadar değer verir ihtimam gösterirsek toprak da bizi besle yaşatır, bağrına basar. Şayet emek vermez, alın teri dökmez, gerekli altyapıyı kurmaz, gerekli yatırımı yapmazsanız toprak da size bakmaz, sizi doyurmaz, beslemez. Bu anlayışla son 21 yılda hem toprağa, hem de toprağı bizim için işleyen çiftçi kardeşlerimize hak ettikleri önemi vermenin gayretinde olduk. Türk tarımının çehresini ve geleceğini değiştirebilmek daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak, sorunlara kalıcı, pratik ve modern çözümler bulabilmek için gerçekten yoğun mesai harcadık. Ülkemizin tarımsal potansiyelini gün yüzüne çıkarmak için kırsal kalkınma alanında ciddi destek hibeler sağladık” ifadelerini kullandı.
Bu sayede tarım, sanayi entegrasyonunu güçlendirdiklerini belirten Erdoğan, üretimin gelişmesi için son 21 yılda reel rakamlarla 1 trilyon 364 milyar lira tarım desteği verdiklerini kaydetti. Erdoğan, “2024 yılından şu ana kada 45 milyar lira ödeme yaptık. Yıl sonuna kadar bu rakam 91 buçuk milyar liraya çıkacak. Üreticilerimizin yoğun emeği ve yürüttüğümüz etkin politikalar sayesinde tarım orman sektörümüz son 21 yılın on 16’sında büyüme kaydetti. Sulanan arazi miktarını 48 milyon dekardan 71 milyon dekara çıkardık. Toplulaştırılan arazi miktarı 4 buçuk milyon dekardan 73 milyon dekara ulaştı. Sürdürülebilir tarımsal üretim ve gıda arz güvenliği için ülkemiz genelinde toplam alanı 93 milyon dekar olan 440 tarımsal ovamızı koruma altına aldık. İlk kez bizim dönemimizde başlayan TARSİM ile üreticimizin alın terini doğal afetlere karşı koruduk, koruyoruz. TARSİM ile sigorta, poliçe bedellerini yüzde 67’ye varan oranlarda biz karşılıyoruz. Biliyorsunuz zaman zaman tarım sektörümüzle ilgili gerçek dışı iddialar gündeme Çamur at izi kalsın mantığıyla Türkiye'nin tarım politikası kötüleniyor. Değersizleştirmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı.
“Bu iddialar bizden önce eli nasırlı çiftçilerimizin emeklerine hakarettir" diyen Erdoğan," Elbette yapılan her işin eksiği fazlası, doğrusu yanlış olabilir. Her ülke gibi bizim de sıkıntılarımız var ama Türkiye'de tarım bitti demek, sadece cehaletin değil, büyük bir art niyetin işaretidir. 2002 ile 2023’ün basit bir karşılaştırması bile muhalefetin diline doladığı eleştirilerin temelsiz, mesnetsiz ve içinin boş olduğunu göstermeye kafidir “dedi.
Tarımsal verilerin Türkiye’nin son 21 yılda nereden nereye geldiğini çok net ortaya koyduğunu söyleyen Erdoğan, ”Tarımsal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla bakımından Avrupa'da lideriz, dünyada ilk 10 içerisindeyiz.. Fındık, incir, kiraz ve kayısı üretiminde Dünyada açık ara birinci sıradayız Sebze üretiminde dünyada 4’üncü meyve üretiminde ise 5’inciyiz. Destek ve yatırımlarımızla. 2002 yılında 25,1 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı 2023 yılında iki 2,7 kat artışla 69,2 milyar dolara yükselttik. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan 2023’te 31 milyar dolara ulaştırdık. Türkiye, 2023 yılında 212 ülke ve bölgeye 2 bin 200 çeşit tarımsal ürün ihraç etti. Hepinizi alnınızdan öpüyorum. Yine son 22 yılda tarla bitkileri üretimini yüzde 34 artışla 78 milyon tona. Meyve üretimini yüzde 94 artışla 27,4 milyon tona, sebze üretimini yüzde 23 artışla 31,6 milyon tona taşıdık. Sertifikalı tohum üretimimiz dokuz kat artışla 1,3 milyon tonu bulduk. Bugün 117 ülkeye tohum ihracatı gerçekleştiriyoruz. 2023 yılında 137 milyon ton bitkisel üretim miktarıyla bu alanda Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Hayvancılık özel önem verdiğimiz bir diğer alandır. Hayvancılık, hiç tartışmasız ülke tarımının geleceğidir. Meseleye bu denli önemli ve stratejik bir zaviyeden bakıyoruz. Son dönemde kırmızı ve beyaz et fiyatlarında yaşanan suni fiyat artışlarını yakından takip ettik. İnceledik, sebeplerini tüm yönleriyle araştırdık. Fahiş fiyat artışlarının piyasa şartlarıyla izah edilemeyeceği buradaki herkesin malumudur. Bazı temel gıda ürünlerinin fiyatlarında zaman zaman gördüğümüz ani çıkışların gerisinde piyasa koşullarından ziyade fırsatçılık vardır” dedi.
“Bu ürünlerin arz talep dengesini bozacak güce ulaşmış kimi çıkar odakları fiyat manipülasyonu üzerinden piyasayı da bozmaktadır. “diyen Erdoğan, “Şunun bilinmesini isterim. Milletin aşına, ekmeğine ve boğazındaki lokmasını göz dikenlerden bunun hesabını mutlaka soracağız. Enflasyon ve hayat pahalılığına karşı yürüttüğümüz kararlı mücadeleyi birkaç tamahkarın, fiyat oyunlarına kurban vermeyiz, veremeyiz. Meclisimizde görüşülen düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte inşallah devletimizin ilgili kurumlarının eli daha da güçlenecektir” diye konuştu.
Fırsatçılara göz açtırmama yanında, hayvancılıkta şikayetleri giderecek yeni politikaları da uygulamaya koyacaklarını aktaran Erdoğan, hayvansal üretimi ülke genelinde planlı üretime dahil edeceklerini belirterek, “Aile işletmelerine tüm hayvancılık desteklemelerinde ilk defa ilave destek vereceğiz. İlk defa genç ve kadın üreticilerimize yüzde 70 ek destek sağlayacağız. Hayvan hastalıklarıyla mücadele için yeni tedbirler alacağız .Anaç hayvan üretimini artıracağız. Islah eylem planını hayata geçireceğiz. Tarım alanındaki yatırımlarımızı çok boyutlu bir şekilde sürdürüyoruz. Amacımız, ülkemizin en üst seviyede kullanılmasını temindir. Jeotermal, rüzgar, güneş gibi yenilenebilir kaynakların kullanılacağı organize tarım bölgeleri kuruyoruz. 41 ilde 60 adet organize tarım bölgesinin yatırım sürecini hızlandırdık” dedi.
Balıkesir'de dünyanın en büyük organize tarım bölgesinin inşa edildiğini ifade eden Erdoğan şunları kaydetti;
Markalaşmaya ve coğrafi işaretli ürünlere de büyük önem veriyoruz. Bugüne kadar bin 382 tarım ve gıda ürününün coğrafi işareti tescil edildi. Tarla bitkilerinde bin 4 bahçe bitkilerinde bin 41 yerli ve milli tohumluk çeşidi geliştirdik. Ata tohumu projesi kapsamında farklı türlerde 37 yerel çeşidi araştırma enstitülerimiz adına tescil ettik. Tüm planlarımızı bugüne göre değil gelecek 25- 30 yılı dikkate alarak yapıyoruz. Önümüzdeki 30 sene içinde ülke nüfusumuz yüzde 25 artacak. Biliyorsunuz turist sayımız da artıyor. Geçen sene 57 milyonu aşkın yabancıyı ülkemizde misafir ettik. Şu anda 60 milyonu yakaladık. Tabii bu ne demek? Aynı zamanda 60 milyar dolar turizmden gelir elde ediyoruz Bu çok çok ciddi bir patlama. Artan nüfus ve turizm sektörü tüketiciler, gıda sanayicileri ve tarım ürünleri ihracatçıları açısından talebin yükselmesine yol açacak. Gerek son yıllarda yaşanan krizler, gerekse gelecek tahminleri sebebiyle devletler gıda konusunda daha çok korumacı davranmaya başladı.”
Gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünya için, tarımın, ikamesi mümkün olmayan bir sektör olmaya hızla ilerlediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de tarım politikalarımızı buna göre şekillendiriyor, güncelliyoruz. Sektörün sorunlarını asgariye indirmek için kapsamlı bir çalışma başlattık. Bu çerçevede planlı tarımsal üretime geçilmesini sağlayacağız. Tarım yapılan tüm alanları kayıt altına alarak destekten faydalanan çiftçi sayımızı arttıracağız. Suya göre tarımın yapılmasını temin edeceğiz. Kapalı sisteme dönüştürmek suretiyle de buradan israfı ne yapacağız. Kaldıracağız. Sözleşmeli üretimi yaygınlaştıracağız. Tarım sayımı çalışmalarına başlamış durumdayız. Şehirlerimizin tarım altyapısını daha da güçlendirmeye devam edeceğiz. Üreticilerimizi koruyacak, tüketicilerimizin de kaliteli ve uygun fiyat gıdaya erişimini kolaylaştıracağız. Üretim planlamasını yakın zamanda açıklayacağımız yeni destekleme modeliyle inşallah daha etkin hale getireceğiz” diye konuştu.
Hedeflerinin tarıma uygun olan her karış toprağı değerlendirme olduğunu söyleyen Erdoğan, “ Burada şunu da özellikle ifade etmekte fayda görüyorum. Toprağı daha çok sulamak, gübre dökmek, ilaç serpmek ülkemizin tarım üretimini arttırmayacaktır. Aslolan tüm bunların verimli, etkin ve doğru kullanımdır. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini günden güne daha çok hissediyoruz. Suyun ve tarıma uygun toprağın önemi her geçen yıl daha da artıyor. Başta rızkını topraktan kazanan çiftçilerimiz olmak üzere hepimizin bunların kıymetini bilmesi şart. Boşa harcanacak tek bir zamlı suyumuz yok. Kirletilecek tek bir karış toprağımız da yok. . Meralarımız, yaylalarımız, orman bizim hayat damarlarımızdır. Gelecek nesillerin bizlere emaneti olan bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu konuda çiftçilerimiz ve üreticilerimizle birlikte tüm vatandaşlarımızdan daha fazla hassasiyet bekliyoruz" açıklamasını yaptı.