Hilmi Altın, ailesiyle birlikte İzmir’de yaşayan ve yaşadığı büyük bir trajediyle Türkiye’nin gündemine oturan bir baba. Kendisi, Bolu Grand Kartal Otel’de çıkan yangında eşi Dr. Öğretim Görevlisi Kübra Tonguç Altın’ı ve henüz 4. sınıf öğrencisi olan kızı Alya Altın’ı kaybetmiştir. Bu elim olay sonrasında Hilmi Altın, hayatta kalan bir baba olarak yaşadığı acıyı sosyal medyada paylaşıp, olayın sorumlularının cezalandırılması için mücadele etmeye kararlı olduğunu dile getirmiştir.
Hilmi Altın kimdir?
Hilmi Altın, eşi Kübra Tonguç Altın ve kızları Alya Altın ile mutlu bir aile yaşamı sürdürüyordu. Aile, tatil planları kapsamında Bolu Grand Kartal Otel’e gitmişti. Ancak 2025 yılının Ocak ayında otelde çıkan yangın, Hilmi Altın’ın hayatını alt üst etti. Yangında eşi ve kızını kaybeden Altın, cenaze sırasında ayakta durmakta zorlanmış, acısını sosyal medyada kaleme aldığı yazılarla dile getirmiştir.
Hilmi Altın, yangın gecesi eşinin “Hilmi kalk, yangın var!” uyarısıyla uyandı. Eşi ve kızı odadan hızlıca çıkarken, Hilmi Altın onları takip etmek için harekete geçti. Ancak birkaç saniyelik bir gecikme, onun yoğun dumandan etkilenmesine ve eşini ile kızını kaybetmesine neden oldu. Çaresizce otelin koridorlarında dolaşan Altın, bir grup insanla birlikte bir odaya sığındı ve çarşaflarla dışarı çıkmaya çalıştı. Kendi hayatını kurtarabilen Altın, eşi ve kızını bulmak için yoğun çaba harcasa da maalesef onları kaybetti.
Hilmi Altın, yaşadığı büyük acıya rağmen olayın sorumlularının yargılanması için güçlü bir duruş sergilemektedir. Sosyal medyada yaptığı açıklamalarda, olayın bir talihsizlik değil, sorumsuzluk sonucu yaşandığını vurgulamıştır. “Allah bana bir can verdi; eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi,” diyen Altın, bu mücadeleyi hayatının sonuna kadar sürdüreceğini belirtmiştir.
Hilmi Altın’ın yaşadığı bu acı, sadece ailesini değil, tüm Türkiye’yi derinden etkiledi. Sosyal medya üzerinden birçok insan destek mesajları gönderdi, acısını paylaştı. Hilmi Altın da bu süreçte kendisine destek olan herkese teşekkür ederek, yaşananların ülkemizde benzer acılara yol açmaması için önlemler alınması gerektiğini dile getirdi.
Hilmi Altın, yaşadığı bu korkunç olayın ardından, sorumluların adalet önünde hesap vermesi gerektiğini ve benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için herkesin ders çıkarması gerektiğini vurgulamaktadır. Paylaşımını şu sözlerle sonlandırmıştır:
“Umarım yaşanan son acı bizimki olur ve acılar güzel ülkemizde son bulur.”
Hilmi Altın yangın gecesiyle ilgili ne dedi?
Hilmi Altın, yangın gecesi yaşadıklarını sosyal medya hesabından detaylı bir şekilde anlatarak, hissettiği çaresizliği ve acıyı kelimelere döktü. O gece, eşinin “Hilmi kalk, yangın var! Bize yetiş!” sözleriyle uyandığını belirten Altın, hızla harekete geçtiğini ancak birkaç saniyelik bir gecikmenin her şeyi değiştirdiğini ifade etti. İşte yangın gecesiyle ilgili söylediklerinden öne çıkanlar:
Hilmi Altın, eşi Kübra Tonguç Altın ve kızı Alya’nın odadan hızla çıktığını, ancak kendisinin odadan çıkarken yoğun ve zehirli bir dumanla karşılaştığını belirtti. O anı şu sözlerle anlattı:
“Merdivenleri birkaç kez denesem de bulamadım. Eşimin ve çocuğumun erken davranmasının kurtulmalarına yardım ettiğini düşünerek 8. katta çaresizce ileri geri giderken, arkadaşlarımıza koridorda rastladım.”
Altın, bir grup insanla birlikte bir odaya sığındıklarını ve çarşaflarla aşağı inmeye çalıştıklarını ifade etti. Çarşaflar kopunca, son çare olarak kendini 8. kattan aşağı bıraktığını şöyle dile getirdi:
“Çarşaf koptu ve bana az bir çarşaf parçası kalmıştı. Kendimi 8. kat penceresinden 5. kat sundurma üzerine doğru sırt üstü bırakarak yatağa doğru düştüm. Sanırım orada kurtarmaya çalışan bir arkadaşın üstüne düşmüşüm.”
Yangından sağ kurtulduktan sonra ilk iş olarak eşini ve kızını aramaya koyulduğunu belirten Altın, onların izine rastlamanın imkânsız olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Koşarak eşimi ve çocuğumu aramaya gittim. Ancak aradım, hiçbir yerde bulamadım.”
Hilmi Altın, bu trajedinin bir “talihsizlik” değil, açık bir ihmalkarlık sonucu yaşandığını vurgulayarak, bu sözleriyle adalet çağrısında bulundu:
“Bizlere o otelde resmen ölümlerden ölüm beğen denildi. Bu bir talihsizlik değildi, göz göre göre bir katliam yapıldı.”
Altın, acısını şu cümlelerle özetledi:
“Allah bana bir can verdi; eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi. Ben de bu can oldukça, sorumluların hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım.”