Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye'nin sanayisinin gelişmesine ve ekonomik kalkınmanın hızlanmasına katkı sağlamak amacıyla yeni bir rapor yayımladı. "İş Gücü Piyasasına Mesleki ve Teknik Eğitimin Entegrasyonu: Uyum ve Gelecek Öngörüleri" başlıklı çalışma, Türkiye'nin mesleki ve teknik eğitim sistemine dair önemli tespitler ve öneriler içeriyor. Raporda, Türkiye’nin iş gücü piyasasının ekonomik talepler doğrultusunda şekillendirilmesi için mesleki eğitimin güncellenmesi gerektiği vurgulanıyor.
Raporda, Almanya, Avusturya, Danimarka, Fransa, İspanya ve Norveç gibi ülkelerin mesleki eğitim sistemleri de ele alınarak Türkiye’nin eksiklikleri tespit edildi. Türkiye’nin mevcut mesleki eğitim altyapısı ve müfredatının uluslararası standartların gerisinde olduğu ifade edilirken, dijitalleşme ve yeşil dönüşümün bu süreci zorunlu kıldığına dikkat çekildi.
ASO’nun raporunda, “Büyük veri, yapay zeka, yenilenebilir enerji gibi yeni mesleklerin ortaya çıkması, mesleki eğitimin bu dönüşüme ayak uydurmasını gerektiriyor. Aksi takdirde iş gücü ile iş piyasası arasındaki beceri uçurumu daha da derinleşebilir” denildi.
Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında genç işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri olduğuna dikkat çekilen raporda, işverenlerin beceri eksiklikleri nedeniyle nitelikli çalışan bulmada zorlandığına işaret ediliyor. Mesleki ve teknik lise mezunlarının iş gücüne katılım oranı görece yüksek olsa da, işverenler tarafından bu mezunların yeterli niteliklere sahip bulunmaması, istihdamlarını zorlaştıran bir engel olarak öne çıkıyor.
Raporda, bu sorunun çözülmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ve İŞKUR arasında daha sıkı bir iş birliği gerektiği vurgulandı. Ayrıca, eğitim ile iş gücü piyasası ihtiyaçları arasındaki uyumsuzluğu gidermek için kapsamlı bir eğitim reformunun şart olduğu ifade ediliyor.
Raporda, Türkiye’de mesleki eğitimin genellikle "niteliksiz öğrencilerin eğitimi" olarak algılandığına dikkat çekilerek, bu algının değiştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Almanya ve Finlandiya gibi ülkelerde mesleki eğitimin prestijinin yüksek olduğuna vurgu yapılırken, Türkiye'nin bu algıyı kırmak için mesleki eğitimin kalitesini artırarak daha nitelikli öğrencileri çekmesi gerektiği belirtiliyor.
ASO’nun raporunda, Almanya’daki ikili eğitim sisteminin işyeri ve okul temelli öğrenmeyi bir araya getirerek mesleki eğitimi iş gücü piyasasına entegre etme açısından örnek gösteriliyor. Türkiye’de de bu modelin uygulanmasının, sanayi ve eğitim kurumları arasında daha güçlü bir iş birliği gerektirdiği ifade ediliyor. Ayrıca, Avusturya ve Danimarka’daki çıraklık eğitim modellerinin Türkiye için bir rehber olabileceği vurgulanıyor.
Türkiye’deki mesleki eğitim müfredatının sanayinin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. İşverenlerin, mevcut beceri setlerine sahip nitelikli iş gücü bulma konusundaki şikayetlerinin azaltılabilmesi için eğitim müfredatlarının sanayinin taleplerine göre yeniden düzenlenmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin akademik eğitimdeki yetersizliklerine dikkat çekilerek müfredat reformları ve öğretmen eğitimine yönelik yatırımların önemi vurgulanıyor.
ASO Başkanı Seyit Ardıç, raporla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’nin iş gücü kalitesini artırmak ve genç işsizlik oranlarını düşürmek için kapsamlı bir mesleki eğitim reformunun kritik bir adım olduğunu belirtti. Ardıç, "Sanayideki beceri ihtiyaçlarını karşılayacak, teknolojik donanımı yüksek bir mesleki eğitim ekosistemi oluşturmak, Türkiye’nin hem iş gücü kalitesini artıracak hem de genç işsizlik oranlarını düşürmek için kritik bir adım olacak" dedi.
Ankara Sanayi Odası’nın yayımladığı bu rapor, Türkiye’nin mesleki eğitim sistemindeki eksiklikleri ve çözüm önerilerini ortaya koyuyor. Sanayinin gelişmesi ve ekonomik kalkınmanın hızlanması için mesleki eğitimin daha etkin hale getirilmesi gerektiği vurgulanan rapor, iş gücü piyasasında önemli bir denge kurulabilmesi için kapsamlı bir reform çağrısı yapıyor.