Yenidoğan çetesinin kurbanlarından biri olan Dağlı çifti, yaşadıkları travmayı ve mücadelelerini aktardı. Çocukları Asilhan’ın bu çete yüzünden engelli kaldığını belirten anne Sevil Dağlı, “Çocuğumu halıya koyuyorum, arkamdan gelemiyor. Dışarıya çıktığımızda 'Oğlum koşma' diyemiyorum. Kasıtlı bir durum olması canımı çok acıtıyor. Keşke her şeyimi alsalardı, ama bizim gülüşümüzü çalmasalardı” dedi.
2020 yılında yaşadıkları olayları derin bir üzüntü ile anlatan Sevil Dağlı, oğlunun yaşadığı sağlık sorunlarına dikkat çekti. “Oğlum Asilhan için mücadele ediyorum. Bu örgütün ihmalleri yüzünden çocuğum sağlık problemleri yaşıyor. 14 Kasım 2020'de acil duruma alındım. Ameliyatın başarılı geçtiği söylendi, ama akciğerleri gelişmediği için yoğun bakımda kalacağı belirtildi. Uyandığımda çocuğum hakkında bilgi almak istedim ama hastanede hiç doktor yoktu. Eşim yoğun bakımda çocuğumun durumunu sormak istediğinde hemşire tarafından terslenerek geri gönderildi. 35 gün boyunca çocuğumu hiç görmedim” ifadelerini kullandı.
Hastane değiştirdikleri için çocuğunun hayatta kaldığını belirten Dağlı, “O listede benim çocuğumun adı yer alacaktı, hastane değiştirmemiş olsaydık. 'Ben hekim olarak sizin çocuğunuzun yaşayacağına garanti vermiyorum' dediler. Ben bir anneyim, nasıl hamileliğimi unutabilirim?” dedi. Bu süreçte yaşadığı travmanın derin izlerini hala taşıdığını belirten Dağlı, gözyaşlarına hakim olamadı.
Baba Orhan Dağlı ise yaşadıkları acı durumu anlatarak, “Biz sonradan öğrendik ve basından takip ettik. Kumpas bunun üzerine kurulmuş. Çocuklar beslenmiyormuş, bunu uzmanlar söylüyor. Bize doktor olduğunu söyleyen kişi hemşire çıktı. Ben hakkımı helal etmiyorum. O ünitede sessiz kalmaları çok acımasızca. Savunmasız bir canlının canına kastediliyor. Herkes bu olayın farkındaydı, zaten bir doktorun şikayetiyle bu iş gündem oldu” dedi. Dağlı çifti, çocuklarının sağlığı için verdikleri mücadelenin ve yaşadıkları ihanetin daha fazla insanın hayatını etkilememesi için gerekenin yapılmasını istedi.