ÖZEL HABER/ ÖZEL RÖPORTAJ/Çankırılı TRT Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu, ilk solo radyo deneyimini ve sahne deneyimini anlatan bir köşe yazısı yazdı. 1981 yılında ki deneyimlerini kaleme alan usta sanatçıya o günlere dair Çankırı Haber.net Yazı İşleri Müdürü Burak Kaya’ya açıklamada bulundu.

Çankırılı Trt Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu3

Röportajında deneyimlerini ayrıntılı açıklayan TRT Sanatçısı Dilekçioğlu, “Bu benim ilk radyo programı deneyimim. Hafta sonu özel bir eğlence programıydı. O zamanlarda sıkı yönetim olduğu için radyoya alımlar, davetiye olmayanları çok içeri almazdı. Bu nedenle, gelen seyircilerin davetiyesiz içeri giremeyecekleri konusunda endişelendim. Annem bana verilen davetiyeyi verdi. O da benim ilk solom olduğu için heyecan yapacağımı tahmin etti herhalde. Bütün apartman komşuları, akrabaları falan davet etmiş.

Ben de prova bitiminde indim, aşağıya baktım. Çok kalabalık bir seyirci vardı. Tabii endişelendim; içeri giremeyecekleri konusunda bilgim vardı Handan Yülay Hanım’dan, hafta sonu özel eğlence programı yapımcısından. O heyecanla yukarı çıktım. İşte türkü söylerken bakındım, göremedim. Dolayısıyla, tam bana Yaşar Aydaş eliyle işaret edip türküye girmemi işaretlediğinde, türküye giremedim. Bu yaşanmış bir konu. Ama bir sanatçının ilkleri çok önemlidir. Bu benim ilk sahne deneyimimdeki acemiliğimdi. Ancak bunu acemilik olarak görmüyorum; çünkü bundan sonrası için bana yol göstermiş oldu.

Hiçbir zaman heyecanı profesyonel anlamda amatör bir şekilde yaşayıp, ama sahnede profesyonel olarak durmanın önemini gördüm. Daha sonra halkın özverili, sevgi dolu, yanlış yapanı bile alkışlayan tutumlarını görünce daha çok alkış alınca daha çok programa çıkmaya başladım. İnsanları irdeleyerek değil, programı yaptıktan sonra sohbeti ve türküleri doğru okumanın, zamanında türkülere girmenin güzelliğini annemle keşfetmiş oldum.

Bunu, yurt dışında Hollanda’ya Atatürkçü Düşünce Derneği’nin gecesine gittiğimde televizyonda anlatmıştım. Orada inanın, bana gittiğim yerde bizi karşılayan Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı unutmamış. "Neşe Hanım," dedi, "çok güzel bir anıydı. Biz onu unutmadık," dedi. Demek ki insanların yüreğinde yer ediyor böyle şeyler. Kendimi eleştirmek biraz da tabii ama onlara göre çok candan, çok içten bir anlatım. Bu yüzden, çok fazla bir şeyi saklamadan yazan kimliğim olduğu için bunları dile getirip insanlarla haz duyuyorum.” Dedi.

Çankırılı Trt Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu


Radyonun Dışındaki İlk Program

Çankırılı TRT Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu, “İlk bir ekstra, diyelim ki radyonun dışındaki programda da ilk kez çıkıyorum. Türkiye Elektrik Kurumu’nun bir gecesi var. Bakanlar, eşleri ve davetliler, çalışanlar ve üst düzey mensuplar var. Ben de ilk kez sahne alacağım orada. Kendi programımı yaptım tabii. Yani sıraladığım türküleri bağlama sanatçısı arkadaşlarım orkestram çaldılar.

Sonra, istek var mı diye, şu anda tam net hatırlayamıyorum ama bir bakanın eşine "İstediğiniz bir türkü var mı?" dedim. O da "Yoğurt koydum dolaba, lütfen," dedi. Şimdi, okudum tabii. Heyecan da yaptım çünkü bakanlar, bakan eşleri, üst düzey bürokratlar falan. İkinci kıtada bağlama sanatçısı ağabeyim, rahmetli Hikmet Taşan yol gösteriyor bana. Giremiyorum, devamlı giremiyorum.

Bana da şunu öğretmişlerdi: "Türkünün sözlerini unutursan, sana o türküyü isteyen kişiye mikrofonu uzat mutlaka istediği türkünün ikinci kıtasını bilir." Ben aynen öyle yaptım. Aldım, mikrofonu yaklaştım. Sayın Bakan'ın eşine mikrofonu tuttum. Şöyle bir baktı bana, "Ne yazık ki," dedi, "bilmiyorum," dedi. Ondan sonra dedim ki, ben de yine suç bastıran çocuklar gibi, "Öyle mi dedim? Vallahi ben de bilmiyorum," dedim.

O arada "Yoğurdun üstü kaymak," diye bağırıyordu saz sanatçısı dostlardan biri. O bürokratlardan da o yöreyi bilen bir kişi. Sonra "Yoğurdun üstü kaymak" diye devam ettim. Orada da bayağı bir alkış aldım. Bu tür safiyane tutumlarım hep olmuştur. Ancak profesyonel çizgide bunların çok fazla yeri olmasa da, unutulmazlara yazıldığı için benim için bir düstur oldu.” Diye konuştu.

Çankırılı Trt Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu2


Yöresel Türküler

Usta TRT Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu, “Buna hata demeyelim, ne diyebilirim? Yani çok sık okumadığım bir yöre, Diyarbakır türküsü bu. Ben Orta Anadolu türkülerini büyük bir zevkle okuyorum. Çünkü Çankırılıyım, yöremin türkülerinde hakimim. Ama sahne öyle değil; sahnede her yöreden türkü isteniyor. Geniş repertuvarımız var; ancak her zaman o sahne heyecanıyla insanların aklında altı bin tane türkü var. Altı bin küsur türkü.

Hepsini ezbere bilmemizde imkan yok. Hani ezberleme şöyle oluyor: Radyoda hep notasına göre okuduğumuz için altta sözler, üstte nota hep emisyonlarda sekiz tane türkü gelir haricinde. Onlara bakarsınız notasından. Tık tık tık, alt zeminde sözleri vardır. Okursunuz ve geçersiniz. Kendi repertuvarınıza almadığınız türküleri akılda tutmakta tabii ki zorlanıyor insan.

Bu nedenle de, her yüreği çok iyi okuruz, her yüreğinin türkülerini biliriz gibi bir iddia içerisinde hiçbir sanatçı olamaz. Herkes kendi yöresinde daha başarılıdır. Çünkü kendi toprağında çiçek açar. Bu nedenle de ben toprağımı, türkülerini asla unutmam. Derlediğim türküler de var. Memleketimi çok severim. İnsanlarını, coğrafyasını, türkülerini elimden geldiğince de her programda Çankırı türküsü okumaya gayret ederim. Çünkü Ankara’ya yakınlığı nedeniyle mahsun kalmış bir şehrim. Bu nedenle de hemşehrilerimi de çok severim. Türkülerimizi de çok severim.” Dedi.

Trt Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu


Yazarlık ve Gelecek Projeler

Çankırılı TRT Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu, “Türkülere gönül verdim ama yazar kimliğim de emekli olduktan sonra ortaya çıktı. Şimdi yazılarımla, köşe yazısıyla, şiirlerimle sanatın başka bir dalında yürümeye çalışıyorum. Türküler tabii ki bağrıma bastım, yüreğimdeler.

Ama emekli olduktan sonra Bodrum’da burada bağlama çalan yine iş adamı İsmail Işık Bey var. O da Türk Halk Bilimi toplumu kurucusu. Şimdi Hatay’da üniversite açılışına gideceğim. Orada sahne alacağım. Yine bir Çankırı türküsü okuyacağım onlara. Dolayısıyla burada artık o zevki kendi kendimize tatmin ediyoruz.

Çankırı'da Bilimle Buluşma Zamanı: İlimde Bilim Şenliği Kapılarını Açtı Çankırı'da Bilimle Buluşma Zamanı: İlimde Bilim Şenliği Kapılarını Açtı

Yani sahne tozunu çok özlüyorum ama şimdi bir işe yarasın istediğimiz için yaptığımız işin neticesi bu. Üniversite açılışı, hemşehrilerimizin özel geceleri falan, onlara da gitmeye gayret ediyorum. Artık programlara katılmıyorum ama bir proje olursa, güzel bir proje olursa, bir işe yarayacaksa, maddi manevi, tabii bunu söylüyorum.

Bu tarz şeylerin içerisinde hep olmuşumdur. Konfederasyon, federasyon geceleri, yardım geceleri olabilir. Buna her zaman katkı sunmaktan gurur duyuyorum ve hep Çankırılı hemşehrilerimin yanındayım.” Dedi.

Neşe Dilekçioğlu-1

Usta Sanatçı Neşe Dilekçioğlu’nun kaleme aldığı köşe yazısı:

Neşe Oku Kızım Ben  Buradayım.. TRT Ankara Radyosu 1981 senesinde yetiştirilmek üzere ses ve saz sanatçısı imtihanı açmıştı.

O dönemde Ankara Radyosu çocuk tiyatrosundan bir kız arkadaşım olur olmadık her yerde avazım çıktığı kadar bağırarak şarkı Türkü okuduğum için, radyonun yetiştirilmek üzere ses sanatçısı sınavı olduğunu söyledi. O zamanlar lisedeyim, iyi bir öğrenci değilim, elbette aklım siyah beyaz televizyonlarda izlediğim ip gibi bir hizaya dizilerek, arada solo yapılan yurttan seslerde. Okulda hocam rahmetle andığım Ayfer hanımın eşi Feruzan bey çok sesli koroda.

Hocam dedim; Edebiyatım söylediğiniz gibi güçlü ama, belli ki ben sanat peşinde koşacağım. Ankara Radyosu sınav açtığında bana bilgi verir misiniz?

Tabii dedi; senin için de hayırlısı bu olur. Sesin çok iyi, değerlendir.. Ben eşimden öğrenirim Ortaokuldan itibaren mutad okuldan kırıp kendimi radyonun önünde buluyorum.. Kafama taktım bir kere kaçışı yok, ille olacağım.

Bir keresinde Tv 'den izlediğim, sesine hayran olduğum Tuğrul Şan ağabeyi radyoda gidip bulmuştum. Üstümdeki önlüğü görünce; Bu böyle olmaz okuldan kaçıp gelme, söz okulunu bitir ben seni sınavlara hazırlayacağım...

İşte o gün hayaller kurmaya başlamıştım.
Elimde mikrofon, sahne aldığım geniş kitlelerin kesilmeyen alkışları ve sahneye atılan canım çiçekleri.
Yaşaaa seslerini her gece olmasa da rüyalarımda görmeye çoktan başladım...

Sanatçıs Neşe Dilekçioğlu

Sınav açıldığını öğrenir öğrenmez, evde kimseye haber vermeden Ankara Radyosunun önünde buldum yine kendimi. Tuğrul Şan ağabeyi yakaladım, söz vermiştiniz, beni çalıştıracaktınız dedim. Tamam dedi, sözümün arkasındayım. Bir gün tespit ettik eve gelip çalıştıracak. Annem o ara devlet memuru, ablam evde anne gibi. Abla dedim, bir poaça falan yapabilirmisin, kek mek Tuğrul Şan ağabey gelecek de..

Hazırlıklarını yaptı sağolsun heyecanla evde  bekliyoruz. Dayanamayıp aşağı indim caddenin başında bekliyorum. Baktım yokuş aşağı o uzun boyuyla yavaş, çok yavaş adımlarla iniyor.. Koştum, gözlerime inanamıyorum, geliyor yaa, geldi valla. Söz verdiğim gibi yıllar sonra geldim bak dedi. Çay ve ikrâm faslından sonra bana kendisinin çok iyi icra ettiği Adana Türküsü " Varıp neylemeli sılayı gayrı" türküsünü çalıştırdı sağolsun. Ve dedi ki; bunu güzel okursan ikinci türküye gerek duymazlar, çünkü çok tizleri olan bir türkü diyerek gitti.

Sınav günü geldi çattı, elimde numaram, radyonun altında geniş müracaatın önünde sıramı bekliyorum. Yanımdaki sanatçı adayları geneli halk evlerinden yetişmiş ellerinde notalar çalışıyorlar. Eyvah dedim bir ben bodoslama gireceğim sınava, elimde tek atımlık ezberlediğim bir  türkümle. İkinciyi deseler Arı vızz vız vızzz Tarallallallaaaa 🎶🎵 okuyacağım sanki...

Sıra bana geldi, cam bölmede yan yana oturmuş jüri . Yaşar Aydaş Erkan Sürmen Mustafa Özgül Serbülent yasun.

Hadi bakalım, bize ne okuyacaksın dediler.

Gözlerimi yumdum amanın bir duygulu okumaktır anlatamam.

"Varıp neylemeliiii sılayı gayrııııı"

Aldım başımı gidiyorum, neden sonra gözlerimi açtım, saz sanatçısı rahmetli Şinasi Cihan uyarıyor beni.

Tamam, tamam diyorlar, sesini fazla zorlama.

Şimdi gel buraya dediler camın öte yakasına, kocaa kapıyı zorlayarak içeri girdim. Sevgili hocam Erkan Sürmen ritm duygumuzu ölçecek. Parmağını masaya yapıştırarak hazırladı kendini, elindeki kurşun kalemle.

Hazırım hocam dedim. Tık tııık tık tık  tıııık tık. Tıktık da tıktık , masaya vurup duruyor, sıra sende diyerek. Yaptım elbette ama giderek zorlaştırıyor bu tık tıkları giderek uzuyor bu tık tıkların sayısı. Tekrar eder misiniz hocam deyince, aynısını yapamadı daha kolayına kaçtı. Kaçar mı benden hemen yaptım. Jüri beni tepeden tırnağa süzüyor. Siyah pantolon, Siyah ceket, beyaz gömlek saçlar Siyah ve fönlü, hafif  bir göz makyajı iyi görünüyorum yani, ilkokul öğretmeni gibi...

Tamam bitti kızım dediler, çıkabilirsin. Çıktım, ayaklarımın bağı çözüldü heyecandan. Müracatta sonradan birlikte çok konserlere gittiğimiz, müracaat memuru kelle Yaşar abi, bir hafta sonra listeler asılır, gel bak dedi. Zamanını geçirme üç aşamalı bir sınav bu. Rahmetli Yaşar abiye sonradan neden kelle Yaşar dediklerini öğrendim. Sanatçıyı okutan sazın yanında, çalıyor gibi yapan kişilere kelle diyorlarmış.

Adımı kazananların listesinde görünce mutluluğumu anlatacak kelime yok. İlk aşamayı atladık, iki üç...

Sonunda kazandım, sıra anneme söylemekte, haberi yok henüz. Staj var yetiştirileceğiz, nota, solfej, halk Edebiyatı falan. Anne dedim, radyo sınavlarını kazandım, sanatçı olacağım, kesin ve son kararım. Şaşırsa da sevindi, bu arada hayat ışığım annemin sesi de çok güzeldir. Neden söylemedin ki dedi, şimdi anlıyorum heyecanını, bilseydim destek olurdum. Ablam da tembih ettiğim gibi söylememiş bu iyi.. Yıllar sonra eğitim ve sınavlar bittiğinde, ilk halk karşısında sanatçı imtihanım. Bilirsiniz, radyoda hafta sonu özel eğlence programları vardı. Sevgili dostum Handan YÜNEY davet etti, dört türkülük bir repertuar yaptım. Gün geldi çattı. O dönemler 12 Eylül darbe sonrası 1982 -83  radyo çok sıkı korunuyor. Genel müdürümüz asker kökenli. İki davetiye verdi, daha fazla getirme, seyirci almazlar dedi Handan. Anneme davetiyeyi verdim, anne dört kişilik fazla insan getirme, içeri almazlar dedim. O ne, tüm sülale, komşular müracatta. Ne yaptın anne, nasıl gireceksiniz içeri? Sen bana bırak dedi...
 

Çankırılı Trt Sanatçısı Neşe Dilekçioğlu1

Programın şefi Yaşar Aydaş hocam. Provalar bitti adım anons edildi, selam vererek içeri girdim ama aklım annemde, girebildiler mi ki diye. İlk iki türkümü gözlerim kapalı okudum, alkışımı aldım. Hareketli türkülerde sıra. Ben radar gibi loş salonun katlarını tarıyorum, yüzümde spotlar ışıkları, göremiyorum ortalığı. Birden Yaşar Aydaş hocam giriş verince dondum kaldım, giremedim türküye. Sonra yıllar sonra unutulmayan hatta Hollanda'ya konsere gittiğimde bir televizyon programında anlattığım bu anıyı bizi karşılayan, organizasyonu yapan beyefendiden duyunca, gözlerim o günkü gibi yaşardı...

Dedim ki; sevgili seyircilerim, aranızda annemi göremiyorum heyecan yaptım, daha bu benim ilk konserim. Annee neredesin?
Annem üst katta, en arkada, sağ köşeden ayağa kalkıp, şu unutulmaz hayatta unutmayacağım özlü sözü etti...

Neşeeee kızım buradayım yavrum, heyecan yapma oku. Biz buradayız, içeri aldılar bizi, merak etme türkünü oku sen....

Okuduğum türkülerden daha çok bir alkış salonda ki sormayın gitsin. Stüdyo yıkılıyor alkıştan. Hem gülüyorlar, hem alkışlıyorlar. Bağlamalar sazlarını yere bırakıp gülüyorlar kahkahalarla. Yaşar hocam gözleri büyümüş ( şokta tabii ) donmuş vaziyette, elleri yönetiyor gibi hafif yanlarda bana bakıyor. Tamam o zaman dedim, sevgili izleyicilerim, değerli konuklarımız yeniden başlıyoruz. Hazır mısınız?

Sanki yıllardır sahnedeyim amanın bir özgüven patlaması bende. Hey heeeeey potinimin bağına, düştüm gönül ağınaa Yinile bir yar sevdiim o da gelişmiş çağınaaa. Dalları bastı kiraaaaz.

Bir alkış, bir tufan aman da aman. Sonrası ayda bir konser benden. Bu alkışın üzerine programın gediklisi oldum . Handan'cığım en çok davetiyeyi bana verdi korkusundan. Annemi de konser öncesi sülalemle birlikte odasında gözünün önünde tuttu, en baş köşeye oturtarak.

İşi garantiye aldı, nolur nolmaz. Her an Neşeeeee ben buradayıııım oku kızıııım  diyebilir, belli mi olur...

HABER: Burak Kaya

Çankırılı Trt Sanatçısı Dilekçioğlu

Kaynak: Burak Kaya