UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesindeki 195 yıllık Hamidiyye Camii, halvet odalarının yoğun olduğu tek cami olmasıyla dikkat çekiyor. Osmanlı döneminin dini ve mimari özelliklerini taşıyan cami, Türkistan’dan Anadolu’ya uzanan tasavvuf yolculuğunun izlerini günümüze taşıyor.
Halk arasında “Muhtar Camii” ve “Zülmiye Camii” olarak da bilinen Hamidiyye Camii, 1835 yılında Sultan II. Mahmut’un tuğrası ile inşa edildi. 1884 yılında küçük onarımlar ve eklemeler geçiren cami, halvet odalarıyla öne çıkıyor. Şaban-ı Veli koluna ait özel bir cami olan Hamidiyye, Osmanlı’dan günümüze uzanan ruhani mirasın en önemli temsilcilerinden biri.
Tarihçi-Yazar Mehmet Kütükçüoğlu, Hamidiyye Camii'nin halvet geleneğinin hala yaşatıldığı özel bir yapı olduğunu belirterek, "Bu cami, Osmanlı tasavvuf geleneğini Safranbolu'da yaşatıyor. 18 halvet odasıyla, insanın nefsini terbiye ettiği ve maneviyatını güçlendirdiği bir mekan olarak hizmet vermiştir. Halvet, ‘az yemek, az uyku, çok zikir ve çok fikir’ prensibiyle insanın ruhsal arınmasını sağlayan bir ibadet biçimidir" dedi.
Camiyi çevreleyen en önemli tarihi mekanlardan biri de 1867 yılında inşa edilen türbedir. Türbede Mehmet Emin Efendi ve ailesinin kabirleri bulunmaktadır. Osmanlı döneminden günümüze ulaşan bu manevi miras, her yıl hem yurt içinden hem de Bulgaristan’dan gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
Safranbolu'nun “Açık Hava Müzesi” ve “Korumanın Başkenti” olarak anılmasını sağlayan en önemli dini yapılardan biri olan Hamidiyye Camii, orijinal halvet odalarıyla tasavvuf tarihine ışık tutmaya devam ediyor.