Burdur’da yerel bir gazetenin ikinci kuşak sahibi olarak uzun yıllar gazetecilik yapan Adnan Taraşlı, emekliliğin ardından merkeze bağlı Erikli köyüne taşınarak burada sanat dolu bir hayata adım attı. 2017 yılında kurduğu köy evinde pandemi sürecini geçiren Taraşlı, doğayla iç içe yaşarken sanat okulundaki eğitiminin de etkisiyle ahşapla ilgilenmeye başladı.
İlk olarak evine lamba yaparak işe başlayan Taraşlı, kısa sürede farklı objelere yöneldi. Bugün evinde el yapımı tahta kaşıklar, vazolar, sehpalar, lambaderler ve çeşitli sanat objeleri bulunuyor. Her biri Taraşlı’nın ellerinden çıkan bu eserler, hem estetik hem de fonksiyonel özellikler taşıyor.
Sanatçının kullandığı malzemeler ise çoğunlukla doğada atık olarak bulunan kuru ağaç parçaları. Bu parçaları, Burdur Orman İşletme Müdürlüğü'ne ödediği cüzi bir bedel karşılığında temin eden Taraşlı, aynı zamanda köy halkının da getirdiği dalları değerlendiriyor. “Ağaçlara ikinci bir hayat veriyorum” diyen Taraşlı, hem doğaya katkı sağlıyor hem de sürdürülebilir bir sanat anlayışını benimsiyor.
Sanat okulundan mezun olmasının verdiği el alışkanlığı ile ağaçları şekillendiren Taraşlı, bu uğraşıyı sadece bir hobi olarak değil, aynı zamanda ruhsal bir terapi olarak görüyor. “Ağacın kokusu insana huzur veriyor” sözleriyle ahşapla kurduğu bağın derinliğini anlatıyor. Onun için her ağaç parçası bir yaşam hikâyesi, her eser bir anı taşıyor.
Gazetecilikten gelen titizliği ve sanat eğitiminin birleşimiyle ortaya çıkan bu özgün üretimler, Taraşlı’nın evini adeta bir sanat galerisine dönüştürmüş durumda. Köyde başlayan bu hikâye, doğadan sanata uzanan ilham verici bir yolculuk olarak dikkat çekiyor.