Köfteci Yusuf, 2024 yılının şubat ayında aldığı önemli bir kararla aracılara ve kartellere karşı bağımsızlık mücadelesine başladı. Besicilerden ve çiftçilerden doğrudan hayvan alımı yapmaya başlayan marka, tedarik zincirini kısaltarak maliyetleri düşürmeyi başardı. Bu karar, birçok aracı ve kartel grubunun tepkisini çekerken, Köfteci Yusuf'un kararlı duruşu halktan ve besicilerden büyük destek gördü.
Köfteci Yusuf, Bursa'da başladığı yolculuğunu Türkiye genelinde sürdürerek Ankara, Balıkesir, Gaziantep, Kırşehir, Aydın gibi şehirlerdeki besicilerden doğrudan alım yapmaya devam ediyor. Bu sayede, fiyat avantajı sağlayarak, halkın kaliteli et ürünlerine daha uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlıyor. Aracılara bağlı olmayan sistemle hem besiciler hem de halk kazanıyor. Bu strateji, Köfteci Yusuf’un kaliteli ve yenilikçi anlayışının bir sonucu olarak, markanın güçlü duruşunu pekiştiriyor.
Ancak bu bağımsızlık mücadelesi, bazı çevreleri rahatsız etti. Yapılan çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen, Köfteci Yusuf, halkın ve besicilerin desteğiyle yoluna devam ediyor. Markanın öncülüğünde başlatılan bu sistem, besiciler tarafından büyük bir destek ile karşılandı. Besiciler, aracıları devre dışı bırakmanın hem üreticiye hem de tüketiciye yarar sağlayacağını ifade etti. Besici birlikleri, "Kartellerden kurtuluşun yolu, birinci elden tedarikçi ile tüketiciyi buluşturan firmaların çoğalmasıdır" diyerek bu stratejiyi savundu.
Köfteci Yusuf'un bu bağımsızlık hamlesi, birçok şehri kapsayan gösterilerle destek buldu. Yüzbinlerce kişi, markanın arkasında durarak tüketicilerin ve üreticilerin haklarını savunma adına seslerini yükseltti. Bu süreçte devlet desteği de büyük önem taşıyor. Çünkü alınan bu kararlar, kartellerin ve aracılara hizmet eden grupların yeniden devreye girmesine yol açabilir. Devletin sağladığı destekle birlikte bu sürecin daha da güçlenmesi bekleniyor.
Köfteci Yusuf’un bu hamlesi, Türkiye’nin ekonomisini daha dirençli hale getirecek bir modelin temellerini atıyor. Bu strateji, sadece bir markayı değil, ülkenin üretim ve tüketim anlayışını da dönüştürebilir. Besiciler ve çiftçilerle yapılan bu iş birliği, Türkiye’nin yerli ve milli markalarına örnek olabilecek bir başarı hikayesi olarak ön plana çıkıyor.