Ankara’da yaşayan 47 yaşındaki filografi sanatçısı Mustafa Baştan, 9 ay süren bir çalışmanın ardından hayalini kurduğu Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi tablosunu tamamladı. Başlangıçta hocası Aşır Düğer’in önerisiyle filografi sanatına ilgi duyan Baştan, yaklaşık 8 yıl önce bu sanat dalında bir eser yapma fikriyle yola çıktı. Ardından Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni filografi ile resmetmeye karar veren Baştan, çalışmalarına devam etmek için İstanbul’a taşındı. 9 ay süren yoğun bir emeğin ürünü olan tablo için 120 bin çivi kullanıldı.
Baştan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yıldır filografi sanatıyla ilgilendiğini ve bu sürede birçok eser ortaya koyduğunu belirtti. Filografi sanatının, ahşap bir zemin üzerine çiviler çakılarak ve belirli örgü teknikleriyle resimler oluşturulması sanatı olduğunu ifade eden Baştan, Ayasofya tablosunu “Mimar Sinan’ın da dediği gibi, benim kalfalık eserim” sözleriyle tanımladı.
Ayasofya tablosunun, 8 yıl önce kurduğu bir hayal olduğunu söyleyen Baştan, “Filografi sanatına uyarlayabilir miyim, tam olarak resmin aynısını aktarabilir miyim?” diye düşündükten sonra çalışmalara başladığını anlattı. Tabloyu 9 ay süren bir süreçte tamamladığını belirten Baştan, bu eserde 120 bin çivi kullandığını ve tüm odağının sadece Ayasofya olduğunu vurguladı.
Filografi sanatında genellikle şablon kullanıldığını ifade eden Baştan, “Öncelikle yapacağımız eserin ölçüsünü belirliyoruz, ardından şablonunu çıkartıyoruz. Şablonun üzerine çiviler çakıldıktan sonra kağıt kaldırılır ve örgü teknikleriyle çalışmamızı tamamlarız” dedi.
Mustafa Baştan, bir diziden etkilenerek yaptığı Varda Köprüsü tablosuna da değindi. Köprüyü dizide gördükten sonra tarihini araştıran Baştan, Abdülhamit Han’ın Hicaz Demiryolu için yaptırdığı tarihi köprünün hikayesinin ilgisini çektiğini söyledi. 2 metreye 2 metre ölçülerinde yaptığı bu tablonun yapımında 124 bin çivi kullandığını ve yine 9 ayda tamamladığını belirtti.
2017 yılında arkadaşlarıyla birlikte El Sanatları Derneği'ni kurarak, filografi sanatının yayılmasına katkı sağladıklarını belirten Baştan, son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Çorum ve Ankara’da düzenledikleri festivallere dikkat çekti. Ayrıca, çeşitli Halk Eğitim Merkezlerinde eğitim vererek bu sanatın daha fazla kişiye öğretilmesi için çaba sarf ettiğini ifade etti.