AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana ilk defa Türkiye genelinde ikinci parti konumuna düştüğü 31 Mart Yerel Seçimleri'nin ardından gözler Recep Tayyip Erdoğan'a çevrildi.

Yerel seçimlerde başarısız bir sonuç alınmasına rağmen geleneklerinden ayılmayan ve sandıkların açılmasının ardından AK Parti Genel Merkezi'nde balkon konuşması ile vatandaşlara ve teşkilatlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşın verdiği mesajın önemli olduğunu ve dersler çıkaracaklarını söylemişti.

Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde büyük bir oy kaybı yaşayan AK Parti'de nasıl bir yol izlenileceği merak konusu olurken, seçimler sonrası ilk Merkez Yürütme Kurulu toplantısı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan AK Parti MYK sonrası önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından önemli notlar şu şekilde;

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: "Muhalefetin lideri belli değil" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: "Muhalefetin lideri belli değil"

“2024 seçimlerinin katılım oranının, 2019 seçimlerine kıyasla 6 puan geriye gitti ve bu 6 puanlık düşüşün ezici çoğunluğu partimize ait.

AK Parti’ye gönül verenlerin sandığına gitmemesi hem teşkilattan hem genel merkezden hem de adaylardan kaynaklanıyor.

Emeklilerimizin serzenişlerini il ziyaretlerimizde zaten görüyorduk. Gerek tek seferlik 5 bin lira ödenmesi, gerek yüzde 50’yi bulan maaş zamları, gerekse diğer adımlarla, bütçe disiplinini bozmadan, üzerimizdeki bu baskıyı hafifletmeye çalıştık.

Gazze krizi gibi elimizden gelen her şeyi yaptığımız ve bedel ödediğimiz bir meselede dahi siyasi saldırıları savuşturmayı, kimi çevreleri ikna etmeyi maalesef başaramadık. Bunlarla ilgili değerlendirmelerimizi de artısı-eksisiyle mutlaka yapacağız.

Oysa milletin sinesinden doğmuş bir siyasi partinin en büyük düşmanı vatandaşla arasına duvarlar örmesidir. Hangi konumda olursa olsun bu partide hiç kimsenin ‘layüsel’ (Hesap sorulamaz kisi) olmadığını milletimize göstereceğiz.

Elbette bu özeleştiri sürecinde hem ittifak olarak girip kaybettiğimiz, hem de Amasya, Kütahya, Kırıkkale gibi iki parti ayrı ayrı girerek özellikle CHP’ye kazandırdığımız il ve ilçelerin durumunu da masaya yatıracağız.

Bunun suçunu millete atmanın ancak acizlerin ve gafillerin yöntemi olabilir. Hatayı, kusuru, yanlışı millette aramak, bizim geleneğimizde asla yoktu. Biz siyasi hayatımızın hiçbir döneminde böyle bir yola başvurmadık, şimdi de başvurmayacağız.

Açık söylüyorum, şahsım dâhil bu masanın etrafında oturan hiçbir arkadaşım, 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamaz. Başkalarını hesaba çekmeden önce kendimizi hesaba çekeceğiz. İğneyi kendinize çuvaldızı başkasına batırmanızı istiyorum.

Şehirlerde yaşanan oy kaybını emekli zammının düşüklüğü gibi tek bir nedene ve başlığa indirgemek “kolaycılık” olur.

Hatay bir başarı örneğidir.

Nerede bir eksik, hata, kasıt veya ihanet varsa, üzerine gitmek boynumuzun borcudur. Diğer türlü, Allah korusun, daha büyük felaketlerin, daha sarsıcı kayıpların yaşanmasına mani olamayız.

Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz. Ya başından sonuna kadar işimizi dört dörtlük yaparız ya da çok daha ağır bedeller ödemekten kurtulamayız.”

"Hesap sorulamaz kişi olmadığını milletimize göstereceğiz" diyen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözlerinden sonra AK Parti'de keskin ve köklü bir değişimin olup olmayacağı merak konusu oldu.

Başarısız il ve ilçe başkanlarının görevden alınması veya istifa etmelerinin talep edilmesi beklenilirken, sürecin ne zaman işleyeceğine dair herhangi bir açıklamada bulunulmadı.

Gözler şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'nin geleceği ile ilgili alacağı kararlarda.

Muhabir: Furkan Ercan