Cevdet Türkyolu, yakın zamanda hayatını kaybeden Fetullah Gülen’in yerine geçmesi beklenen önemli figürlerden biri olarak öne çıkıyor.
Cevdet Türkyolu kimdir?
Cevdet Türkyolu, 15 Temmuz hain darbe girişiminde önemli bir rol üstlenen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in özel sekreteridir. "Hususiler" olarak adlandırılan mahrem yapının başında bulunmasıyla dikkat çeken Türkyolu, FETÖ'nün emniyet, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve yargıdaki yapılanmalarından sorumlu yöneticiler arasında yer almaktadır.
1974 yılında İzmir Bozyaka'daki öğrenci yurtlarında Fetullah Gülen ile tanışan Cevdet Türkyolu, 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından FETÖ’nün çekirdek kadrosuna dahil olan Türkyolu, o günden sonra Gülen'in yanından ayrılmamış ve özel işleriyle ilgilenmiştir. Gülen'in kardeşi Seyfullah Gülen'in kızı Mebruke ile evlenmiştir.
Gülen'in Türkiye'de bulunduğu dönemde, İstanbul Altunizade'deki Fem Dershanesi'nin 5. katında yer alan örgütün yönetim merkezinde Gülen’in özel kalemi olarak görev yapmıştır. Bu dönemde FETÖ, emniyet, TSK ve yargıdaki mensuplarından sorumlu "Hususiler" adlı bir yapı kurmuş ve bu yapılanmanın başına Türkyolu getirilmiştir. Türkyolu, bu yapılanmanın faaliyetlerini koordine etmiş ve Gülen'in onayına sunmuştur.
1999 yılında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma açıldıktan iki gün sonra ABD'ye kaçan Gülen, Türkyolu’nu da yanına almıştır. O tarihten itibaren Türkyolu, FETÖ’nün yeni yönetim merkezi haline gelen Pensilvanya’nın Saylorsburg kasabasındaki malikanede, Gülen’in özel sekreteri olarak görev yapmaya devam etmiştir. Burada, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kaynakları ticari faaliyetlerde kullanmaktadır.
Türkyolu'nun ABD'nin Pensilvanya ve Florida eyaletlerinde ailesine kayıtlı yedi konutu bulunmaktadır. "Himmet" paralarıyla kişisel servet edindiği iddia edilmekte ve bu durumun örgüt içinde rahatsızlık yarattığı bilinmektedir. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yer alan "FETÖ çatı davası" iddianamesinde, Türkyolu'nun özel olarak tasarlanmış bir odada çalıştığı ve bu odaya kendisine bağlı kişiler dışında kimsenin giremediği ifade edilmektedir.
FETÖ çatı iddianamesinde, Türkyolu'nun Gülen'den sonraki en yetkili kişi olduğu vurgulanmıştır. İddianamede, Gülen'in özel kalemi ve sekretaryasını yönettiği, çeşitli organizasyonlarla irtibat sağladığı belirtilmektedir. Türkyolu hakkında "silahlı terör örgütü yöneticiliği" ve "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" gibi birçok suçtan yakalama kararı bulunmaktadır.
Fetullah Gülen'in 20 Ekim 2024 tarihinde vefat etmesi sonrasında, Türkyolu'nun FETÖ'nün yeni lideri olabileceği konuşulmaktadır. Gülen’in parasal ve idari yönetimini kontrol ettiği iddiaları, örgüt içindeki çatışmalara ve liderlik mücadelesine dair önemli bir figür olmasını sağlamaktadır.
Cevdet Türkyolu, FETÖ'nün gizli ve mahrem yapısının en önemli isimlerinden biri olarak, örgütün geleceği üzerindeki etkisiyle dikkat çekmeye devam etmektedir.
Cevdet Türkyolu neden gündemde?
Cevdet Türkyolu, yakın zamanda hayatını kaybeden Fetullah Gülen’in yerine geçmesi beklenen önemli figürlerden biri olarak öne çıkıyor. Gülen'in vefatı, FETÖ’nün üst yönetiminde panik ve iç çatışmalara yol açtı. Bu süreçte, Türkyolu’nun Gülen’in sağlığına ilişkin etkileri ve örgütün mali yönetimi üzerindeki etkisi dikkat çekiyor.
Cevdet Türkyolu, Gülen'in sağlık sorunlarını ağırlaştıran ilaçların verilmesinde rol oynamasıyla biliniyor. Bu durum, sadece Gülen'in sağlık durumu üzerinde değil, aynı zamanda FETÖ’nün finansal ve idari yapısı üzerindeki etkileriyle de gündeme gelmesine neden oldu. Türkyolu'nun, örgütün parasını ve yönetimini kontrol etme çabaları, FETÖ içindeki gücünü artırma amacı taşımaktadır.
Gülen'in ölümünün ardından FETÖ’nün geleceği ve yeni liderlik kavgaları hakkında ciddi endişeler mevcut. Bu süreçte, Türkyolu'nun liderlik iddiaları ve örgütün yönetimindeki belirsizlikler, FETÖ'nün varlığını ve etkisini nasıl sürdüreceği konusunda soru işaretleri yaratmaktadır.
Cevdet Türkyolu’nun FETÖ üzerindeki etkileri ve liderlik iddiaları, örgütün geleceği için kritik bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. Bu durum, hem örgüt içindeki dinamikleri hem de FETÖ’nün uluslararası düzeydeki varlığını etkileyebilir.