Çankırı, tarihin tozlu sayfalarında önemli bir yere sahip. 23 Ağustos 1925'te başlayan ve 31 Ağustos'ta tekrarlanan Atatürk'ün Çankırı ziyaretleri, sadece bir şehir gezisi değil, aynı zamanda bir devrimin de başlangıcıydı. Peki, bu ziyaretlerin Çankırı için anlamı neydi? Gelin, o günlere bir yolculuk yapalım!
Şapka Devrimi'nin Ateşi Çankırı'da yakıldı
Atatürk'ün Anadolu gezisi, Şapka Devrimi'nin fiilen başlatıldığı Kastamonu ve İnebolu'ya doğru bir yolculuktu. Ancak, bu yolculukta Çankırı da önemli bir durak oldu. Atatürk'ün Çankırı'ya girişi, adeta bir devrimin habercisiydi. Binlerce Çankırılı, Atatürk'ü başı açık ve elinde panama şapkasıyla selamladı. Bu görüntü, halkın şapkaya olan sıcak bakışının bir göstergesiydi.
Halkın coşkusu ve devrime katılımı
Atatürk'ün gelişiyle birlikte Çankırı'da adeta bir bayram havası esti. Halk, terzilere harıl harıl şapka diktiriyor, bulamayanlar ise başlarını açarak Atatürk'ü selamlıyordu. Bu coşku, devrimin ne kadar içtenlikle benimsendiğinin en açık kanıtıydı.
Atatürk'ün Çankırı'ya verdiği önem
Atatürk, Çankırı'ya sadece bir geçiş noktası olarak değil, aynı zamanda halkla buluştuğu, onların sorunlarını dinlediği ve onlara güvendiğini ifade ettiği bir yer olarak da önem verdi. Hükümet Konağı'nda daire müdürleri ve memurlarla yaptığı görüşmeler, halkın sorunlarına ne kadar duyarlı olduğunu gösteriyordu.
Çankırı'nın unutulmaz gecesi
Atatürk'ün Çankırı Ortaokulu'nda yaptığı konuşma, o geceye damgasını vurdu. "Ben güven ve saygıya hak kazanacak başarılar göstermişsem, o da sizlerin yardımlarıyla olmuştur." sözleri, Çankırılıların kalbinde taht kurdu. Fener Alayı ise bu unutulmaz geceye ayrı bir güzellik kattı.
Çankırı'da Atatürk'ün izleri
Çankırı'nın en büyük meydanında bulunan Atatürk Heykeli'nin kaidesinde yer alan bu sözler, o günlerin hatırasını yaşatmaya devam ediyor. Çankırı, Atatürk'ün Şapka Devrimi'nin izlerini taşıyan önemli bir şehir olarak tarihteki yerini koruyor.