Çankırı Ticaret İl Müdürü Mehmet Ali Yaranbaşı, 37. Ahilik Haftası dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Ahilik Haftası’nın, esnaf kültürü ve ticaretin önemini vurgulamak amacıyla kutlandığını belirten Yaranbaşı, ahilik geleneğinin dayanışma, yardımlaşma ve karşılıklı güven esaslarına dayandığını ifade etti.
Ahilik, temelde esnaf ve sanatkarların bir araya gelerek oluşturduğu bir teşkilattır. Ancak bu teşkilat, sadece ekonomik bir birlik olmaktan öte, üyelerine ahlaki değerler aşılayan, mesleki eğitim veren ve sosyal bir dayanışma ağı oluşturan bir kurumdur.
Ahilik, birbirine saygı duyan, yardım eden, yoksulu gözeten, işini kutsal, çalışmayı bir ibadet sayan, din ve ahlâk kurallarına sıkı sıkıya bağlı esnaf ve sanatkârın iş teşkilâtı olan sosyal ve kültürel bir yapıdır.
Ahilik, tüm toplumsal ve ticari ilişkilerde dürüst ve güvenilir olmaktır. Ahilik kardeşliktir, eli açıklıktır, cömertliktir, eline, diline, beline sahip olmaktır.
Ahilik, Anadolu’da Orta Çağ’dan itibaren gelişen, esnaf ve sanatkarları bir araya getiren, mesleki eğitim veren ve ahlaki değerleri ön planda tutan bir teşkilattır. Türk tarihinde özellikle Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir rol oynamıştır. Bu dönemde Anadolu’nun birçok şehrinde Ahilik loncaları kurulmuş ve bu loncalar, şehrin ekonomik ve sosyal hayatında önemli bir yere sahip olmuştur.
Ahilik, sadece bir meslek teşkilatı olmaktan öte, Anadolu’da yüzyıllar boyunca süregelen, güçlü bir ahlak felsefesi ve yaşam biçimi olmuştur. Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan Ahilik, Türklerin İslâmiyet’i topluluk halinde kabul ettikleri yıllarda, Türk örf ve adetleri ile İslâm inancını kaynaştırmak amacıyla, esnaf ve sanatkarların bir araya gelerek oluşturduğu, güçlü bir sosyal yapı, düşünce sistemi ve yaşam tarzıdır. Bu düşünceyi ve yaşam tarzını benimseyenlere de “Ahi” denilmektedir.
Ahiliğin vizyonunu oluştururken temel kabul ettiği görüşlerin başında insan sevgisi gelmektedir. Bu sebeple ahilik, bir sınıfın, bir zümrenin ya da bir kişinin diğeri üzerinde egemenliğine karşı olmuş, insanlar arasında ayrılık gütmemiş, eşitliği ve eşit davranmayı insanın temel hakkı olarak kabul etmiştir.
Ahiliği oluşturan temel unsurlardan biri de birer iş, sanat ya da meslek sahibi olmaları ve ortak toplumsal değerleri, birlikte yaşamayı ilke edinmeleridir. Meslek, sanat ya da bir iş sahibi olmayan ahi olamaz. Her ahi, yeteneğine göre bir mesleğin içinde yer alır, iş sahibi olur, buradaki hüner ve becerilerine göre çıraklık, kalfalık dönemlerini geçerek sanatında, mesleğinde ya da işinde usta olur. Ahilik kurumunun kendisinde belirginleştirdiği bu vizyonla misyonunu gerçekleştirir, vizyonundan aldığı bu güçle sosyal ve toplumsal hayata katkı sağlar.
Ahilik, toplumda yaşayan fertleri birbirine yaklaştırmak ve aralarında dayanışma kurulmasını sağlamaktır. Ahilikte dürüstlük, çalışkanlık, yardımlaşma, dayanışma gibi değerler ön plandadır.
Üretim Tüketim ve Kalite
Ahilik teşkilatı, üretimin kalitesini artırmak için büyük çaba sarf etmiştir. Üyelerine mesleki eğitim veren Ahilik teşkilatı, ustalık sınavları düzenleyerek kalifiye işgücünün yetişmesini sağlamıştır. Bu sayede üretilen ürünlerin kalitesi artmış, müşterinin güvenini ve memnuniyetini kazanmış, ve ürünlerin yurt içinde ve dışında tanınması sağlanmıştır. Ahilik’in kaliteye verdiği önem, günümüzde de birçok sektörde ISO gibi standartlarla kendisini göstermektedir.
Ahilikte, ihtiyaca göre üretim fikri hâkimdir ve israf yasaklanmıştır. İsrafın yasaklanması, ihtiyaçları kışkırtacak davranışlardan uzak durulması anlamına da gelmektedir. Bu prensiplere uygun olarak ahilik, üretimi ihtiyacın bir fonksiyonu olarak ele almaktadır. İhtiyaç kadar üretim fikri, gerekli hallerde üretimin sınırlandırılması sonucunu da doğurmaktadır.
Ahilik ve Ekonomi
Ahiliğin günümüzde uygulanan teorilerden çok farklı bir ekonomi anlayışı vardır. Çünkü ahilik, insanı merkeze alan “İslâm ekonomisinde”, insan için ekonomi anlayışını uygularken, günümüzün ekonomi teorilerinde insan, üretim araçlarından sadece biri konumuna düşürülmüştür.
Kapitalist ekonomik sistemde kişiler, sosyalist sistemde ise devlet zengindir. Ahiliğin düstur edindiği “insan için ekonomi” anlayışında toplumsal kalkınma hedef alınmıştır.
Ahilikte ekonomi bir araçtır ve bu aracın amaç haline getirilmesine izin verilmez. Sadece mal, servet ve kazanç için çalışmak hiçbir zaman kendi başına bir anlam taşımaz. Bunlar, ancak kendinden üstün bir amacın gerçekleşmesinin aracı oldukları takdirde bir değer ifade ederler.
Meselâ, başkalarına muhtaç olmadan yaşamak veya başkalarına yardım etmek için kazanılan para değerlidir. Ama kazanmış olmak için para kazanmak, başka bir deyişle para kazanmayı amaç haline getirmek, ahilerin kabul etmedikleri bir davranıştır. Çünkü bu durumda araç olan para, amaç haline gelmektedir.
Para kazanmak amaç haline gelirse, amaç olan ahlâkî değerler de araç haline gelir ki, bu son derece ahlâkî olmayan bir dünya görüşüne temel teşkil eder. Meselâ, para kazanmak amaç olacak olursa, başkalarına yardım etmek de bir araç olur. Bunun uygulamadaki sonucu, kişilerin daha çok para kazanmak için başkalarına yardım yapıyor gibi görünmesidir. “Hayır, işlemek” için değil de, başkalarının güvenini ve saygısını kazanarak kârını arttırmak isteyen tüccarın, fakirlere mal dağıtması veya para vermesi böyle bir zihniyetin mahsulüdür. Genellikle buna yardım değil, farklı bir kazanç sağlama yöntemi denilebilir. Çünkü amaç fakirlere yardım etmek değil, onları araç olarak kullanıp daha çok para kazanmaktır. Yardımın araç olarak kullanılmaması için İslâm dini “Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli” ölçüsünü getirmiştir. Ahilikte bu ölçüye titizlikle uyulması istenir.
“Mal Ömrün Huzur ve Asayişi İçindir. Ömür Mal Cem’eylemek İçin Değildir.” diyen Sadi, bu cümlesiyle ahilerin hislerine tercüman olmuştur.
Emek-Değer
Üretilen her mal ve hizmetin sadece satış fiyatı ile ölçülemeyecek bir değeri vardır. Kıtlık ve aşırı üretim durumlarında malın satış fiyatı ile gerçek değeri arasındaki fark büyür. Kıtlıkta malın satış fiyatı gerçek değerinin çok üzerine çıkar ve tüketici mağdur olur. İhtiyaç fazlası üretimde ise; malın satış fiyatı gerçek değerinin çok altına düşer ve üretici mağdur olur. Ahilik, gerek üreticinin gerekse tüketicinin mağdur olacağı bu gibi durumların yaşanmasına izin vermez. Böylece emeğin gerçek değerini bulacağı ortam sağlanmış olur.
Kolay kazanç, ahi ahlâkı yönünden makbul değildir. Kazanç, meşakkatli olacak, güç olacak, alın teri ve emek karşılığında elde edilecektir.
Rekabet
Ahilikte esas olan helâl kazançtır, ahinin doğru olması ve hak ettiğinden fazlasını kazanma yoluna sapmaması ahlâk kaidesi haline getirilmiştir. “Ahilik ahlâkında doğruluk”, ekonomik bir öz taşımakta eşyanın bilinen biçimde imâl edilmesi ve belirli bir fiyata satılması anlamına gelmektedir.
Günümüzdeki rekabet araçlarının çoğu ahilikte yasaklanmıştır. Fiyat düşürerek ve daha kalitesiz mal kullanarak rekabet yapılamaz. Ahi üretim birliklerinde meslektaşların ürünlerini taklit etmek, kötülemek şöyle dursun, “Ben siftah ettim, komşum siftah etmedi.” diyerek müşterisini rakibine gönderen bir dayanışma örneği sergilenmiştir.
Ahilik, kendini ve yakınlarını geçindirecek “insaflı ve dürüst” bir ticarete karşı değildir. Ama mal biriktirme ve yığma peşinde koşan, haris ve istismarcı bir ticarete karşıdır. Bunlara karşılık ferdin yaptığı iş ile bütünleşmesi teşvik edilmektedir. Bu sebeple üretilen eşya, sanatkâr için ekonomik değerinin üzerinde bir mana taşımaktadır. Böylece sanatkârın işine ruhunu yansıtması sağlanmakta, rekabet ise daha mükemmel üretim şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Ahiler dayanışmacı bir ruh yapısına sahiptir. Zengin ile fakir, üretici ile tüketici, emek ile sermaye, millet ile devlet, kısaca toplumun bütün fert ve kurumları arasında iyi münasebetler kurarak herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak, ahilerin başta gelen amacı olmuştur.
Ahi birlikleri, köklü kültür değişmelerinin yaşandığı bir dönemde birbirlerine karşı çatışmacı tavır alan grupları uzlaştırmak, zayıflayan aşiret bağları yerine yerleşik hayat tarzına uygun koruyucu değerler meydana getirmek, Bizanslılara karşı Türk esnaf-sanatkârlarının menfaatlerini korumak ve toplumda huzurun sağlanmasına yardımcı olmak amacıyla kurulmuştur.
Ahilik teşkilatı, üyelerinin ürettikleri ürünleri pazarlamaları için de önemli bir rol oynamıştır. Ahilik loncaları, ortak pazarlama stratejileri geliştirerek üyelerinin ürünlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. Ayrıca, Ahilik teşkilatı, ticaret ahlakına uygun davranışları teşvik ederek tüketicilerin güvenini kazanmış ve ürünlerin daha kolay satılmasını sağlamıştır.
Ahilik, sadece bir meslek teşkilatı olmaktan öte, Anadolu coğrafyasında yüzyıllar boyunca süregelen, güçlü bir ahlak felsefesi ve yaşam biçimi olmuştur. Bu felsefenin temelini oluşturan dürüstlük, çalışkanlık, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler, hem bireysel hem de toplumsal yaşam için büyük önem taşımaktadır.
Dürüstlük
Ahilik’te dürüstlük, sadece ticarette değil, hayatın her alanında temel bir ilke olarak kabul edilir. Bir Ahi, sözünde durmalı, yaptığı işlerde dürüst olmalı ve müşterilerine karşı güvenilir olmalıdır. Dürüstlük, Ahilik’te sadece bir ahlaki değer değil, aynı zamanda ekonomik bir gerekliliktir. Zira dürüst olmayan bir esnafın müşteri kaybetmesi ve piyasadan silinmesi kaçınılmazdır. Dürüstlük, Ahilik’te güvenin temelidir ve güven olmadan hiçbir ticaret ilişkisi sağlıklı bir şekilde yürüyemez. Ahilik’in dürüstlük ve güvenilirlik ilkeleri, günümüzde etik iş uygulamalarının temelini oluşturmaktadır. Şirketler, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine bağlı kalarak itibarlarını korumaktadır.
Çalışkanlık
Ahilik’te çalışkanlık, başarının anahtarı olarak görülür. Bir Ahi, işini severek ve azimle yapmalı, sürekli kendisini geliştirmelidir. Çalışkanlık, sadece bireysel başarı için değil, aynı zamanda toplumun kalkınması için de önemlidir. Çalışkan insanlar, üretken olur ve ülke ekonomisine katkı sağlarlar. Ahilik’te çalışkanlık, sadece fiziksel çabayı değil, aynı zamanda zihinsel çabayı da içerir. Bir Ahi, işini öğrenmeye ve yeni yöntemler geliştirmeye açık olmalıdır.
Yardımlaşma ve Dayanışma
Ahilik’te yardımlaşma, dayanışmanın temelini oluşturur. Bir Ahi, zor durumda olan diğer Ahi’lere maddi ve manevi destekte bulunmalıdır. Yardımlaşma, sadece bireyler arasında değil, aynı zamanda esnaf loncaları arasında da önemlidir. Loncalar, üyelerine çeşitli konularda destek vererek onların güçlenmesini sağlarlar. Ahilik’te yardımlaşma, sadece ekonomik bir zorunluluk değil, aynı zamanda insani bir görevdir.
Ahilik’te dayanışma, üyeler arasında güçlü bağlar kurulmasını sağlar. Bir Ahi, sadece kendi çıkarlarını değil, aynı zamanda diğer Ahi’lerin çıkarlarını da düşünmelidir. Dayanışma, esnaf loncalarının güçlenmesini ve rekabet gücünü artırmasını sağlar. Ahilik’te dayanışma, sadece ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda toplumsal bir değerdir.
Ahilik teşkilatı, sosyal adaleti sağlamak ve üyeleri arasında dayanışmayı güçlendirmek için çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Zayıf durumda olan üyelerine maddi ve manevi destek veren Ahilik, sosyal güvenlik sisteminin bir öncüsü olarak kabul edilebilir. Ayrıca, Ahilik teşkilatı, üyeleri arasında yardımlaşma ve dayanışma duygularını geliştirerek toplumsal huzurun sağlanmasına katkıda bulunmuştur.
Ahilik felsefesinde dürüstlük, çalışkanlık, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler, bireysel ve toplumsal yaşam için büyük önem taşımaktadır. Bu değerler, Ahilik’i sadece bir meslek teşkilatı olmaktan çıkarıp, güçlü bir ahlak felsefesi haline getirmiştir. Günümüzde de bu değerlere olan ihtiyaç artmaktadır. Özellikle küreselleşen dünyada, rekabetin yoğun olduğu iş hayatında, Ahilik değerlerinin önemi daha da belirginleşmektedir. Ahilik’in bu değerleri, günümüz iş dünyasına ve topluma önemli katkılar sağlayabilir.
Ahilik Teşkilatının Esnaf ve Sanatkarlara Sağladığı Başlıca Faydalar
Ahilik, sadece bir meslek teşkilatı olmaktan öte, Anadolu’da yüzyıllar boyunca esnaf ve sanatkarların bir araya gelerek oluşturduğu, güçlü bir ahlaki ve sosyal yapıdır. Bu teşkilat, üyelerine birçok fayda sağlayarak hem bireysel gelişimlerine hem de toplumun ekonomik ve sosyal yapısına önemli katkılar sunmuştur.
Ahilik, üyelerine mesleki eğitim vererek, onların becerilerini geliştirmelerini ve daha iyi ürünler ortaya koymalarını sağlamıştır. Ustalık sınavları düzenleyerek kalifiye iş gücü yetiştirmiştir. Ahilik, üyelerine sosyal güvenlik sağlamıştır. Zor durumda kalan üyelere maddi ve manevi destek verilmiş, hastalık, ölüm gibi durumlarda yardımlaşma esas alınmıştır. Bu yardımlaşma ahiler arasında güçlü bir dayanışma ve birlik ruhu oluşturmalarını sağlamıştır. Dürüstlük, çalışkanlık, yardımlaşma, dayanışma gibi ilkelerle iş hayatında güvenilir bir ortam oluşturulması sağlanmıştır. Loncalar aracılığıyla da esnafların ürettikleri ürünleri pazarlamaları konusunda destek verilmiş, ortak pazarlama stratejileri geliştirerek ürünlerin daha geniş kitlelere ulaşması sağlanmıştır.
Ahilik teşkilatı, esnaf ve sanatkarlara sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve ahlaki birçok fayda sağlamıştır. Bu sayede Anadolu’da güçlü bir esnaf sınıfı oluşmuş ve ekonomik hayat canlanmıştır. Ahilik değerleri, günümüzde de birçok alanda örnek alınmaya devam etmektedir.
Günümüzdeki Yansımaları
Yüzyıllardır süregelen ve Türk kültürünün derinliklerine işlemiş olan Ahilik felsefesi, sadece geçmişe ait bir miras değil, aynı zamanda günümüzün sorunlarına çözüm üretebilecek güçlü bir felsefedir. Bu felsefenin temelini oluşturan değerler, bireysel ve toplumsal yaşamın her alanında rehber olarak kabul edilebilir.
Ahilik teşkilatının ekonomi üzerindeki etkileri, günümüzde de hissedilmektedir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) gelişimi, kalite yönetimi, müşteri memnuniyeti, sosyal sorumluluk gibi konularda Ahilik’in etkileri görülmektedir. Ahilik’in değerlerinden ilham alarak kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yürütmekte ve çalışanlarına mesleki eğitim vermektedir. Ülkemizde yakın zamanda kurumsallaşan Rekabet Kurumu, Patent Enstitüsü, Reklam Kurulu, KOSGEB, Ticaret ve Sanayi Odaları, İşçi ve İşveren Sendikaları, Kooperatifler, Belediyeler, Esnaf Odaları, SGK gibi sosyal hizmet vermekte olan tüm kurumlar Ahilik sisteminin günümüze yansıyan kuruluşları olmuşlardır.
Modernizm hangi noktaya ulaşırsa ulaşsın, teknoloji hangi sınırları zorlarsa zorlasın, çağın adı; atom çağı, uzay çağı, bilgi çağı, güç çağı… ne olursa olsun, “insan” olgusu var olduğu müddetçe değişmeyen, değişmesi mümkün olmayan değerler vardır. Bu değerler manzumesi din, millet ya da devlet farkı olmaksızın insanlığın müşterek değerleridir. Dürüst olmak, çevreye faydalı olmak, iyi huylu olmak, munis olmak gibi insanî vasıflar; hürriyet, adalet, eşitlik gibi sosyal kavramlar bu değerler manzumesinin ilk çırpıda akla gelen unsurlarıdır. Zamanın, ortamın ve her türlü şartların tesiriyle bu değerler kimi devirlerde zayıflayabilir, hatta toplum nezdinde değersiz ve gereksiz şeyler olarak algılanmaya da başlanabilir. Bu durum, o değerlerin işlevini yitirdiğinin değil, o zihniyetteki toplumlara hastalık virüsünün bulaşmış olduğunun göstergesidir.
Yükselen değerlerin sık sık değiştiği günümüz dünyasında, önümüze yalnız kendini değil başkalarını da düşünen, yani en az kendisi kadar toplumun diğer fertlerini de düşünen, en az kendisi kadar onların da haklarını kollayan bir insan modeli koyan çağdaş ahiliğe insanlık bugün hem vizyon hem de misyon bakımından her zamankinden daha çok ihtiyaç duymaktadır.
Türkiye’nin hedefi 21. yüzyılda kalkınmış ve sanayileşmiş belli başlı ülkeler arasında yer almaktır. Bahsedilen hedefin gerçekleşmesi de milli kültüre ve manevî değerlere dayalı eğitim politikasıyla bütünleşmiş, Ahilik esaslarına dayanan bir ekonomi sisteminin kurulması ve yaşatılmasıyla mümkün olacaktır.
Bu yıl 23-29 Eylül tarihleri arasında 37’ncisini kutladığımız Ahilik Haftası ile Ahilik kültürümüz İnşallah yeniden tazelenecek ve filizlenecektir. Ticarî hayatımızın temellinde yer alan bu kültür ile kardeşlik, birlik, beraberlik ve dayanışma duygularımız yeniden pekişecektir. Ticaret ve ekonomi alanında esnaf ve sanatkârımıza olduğu kadar sosyal ve kültürel alanda da halkımıza yol gösterici olan “Ahilik” 2024 ve 2053 hedeflerimize öncülük edecektir.
Bu vesileyle “2024 yılı Ahilik Haftası” etkinliklerinin birlik, beraberlik, kardeşliğimize, ülkemize ve bütün insanlığa güzellikler getirmesini diliyorum. Ahilik Teşkilâtı’nın kurucusu gönül insanı Ahi Evran-ı Veli’yi rahmet ve minnetle yâd ederken ülkemiz ekonomisinin temel dinamiklerinden esnaf ve sanatkârlarımız, tüccarlarımız ve sanayicilerimiz başta olmak üzere tüm hemşerilerimin “Ahilik Haftasını Ahi Duası” ile kutluyor, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Ya Rabbi,
Cümlemizi darlıktan, bereketsizlikten, aldanmaktan ve aldatmaktan, hak yemekten, kul hakkına tecavüz etmekten muhafaza eyle! Bizleri açlık, yokluk, kıtlık, kuraklık, arazi ve semâvî musibetlerden koru! Kanaat etmeyi, gönlü zengin, gözü tok olabilmeyi, hayırda yarışmayı, veren el olmayı nasip eyle! Rızkımız gökte ise yere indir, yer altındaysa yeryüzüne çıkar, uzakta ise yakınlaştır, zorsa kolaylaştır. Rızkımızı temiz ve helâl eyle!
Ey Allahım,
Esnafımızı alırken satanı gözeten, satarken alanı gözeten, eksik ölçüp, yanlış tartmayan, doğru ve güvenilir kimselerden eyle! İsraftan, cimrilikten, azgınlıktan, korkaklıktan, acizlikten, tembellikten, ahlaksızlıktan, haddi aşmaktan sana sığınırız Ya Rabbi! Bizleri nefsine uyarak kötülük işleyenlerden eyleme, kesata uğratma!
Ey kâinata yön veren Yüce Rabbimiz,
Milletimizi ve vatanımızı her türlü afet ve musibetten koru. Devletimize ve milletimize birlik, dirlik ve düzen bahşeyle! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda nasip eyle Ya Rabbi!