ÇAKÜ ve Avrupa Alevi Düşünce Kültür ve Cemevi Derneği Çankırı Şubesi iş birliğiyle düzenlenen panelde Rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi olmak üzere Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Yavuz Demirel, Avrupa Alevi Düşünce Kültür ve Cemevi Derneği Çankırı Şubesi Başkanı Aynur Aslan, panelistler, akademisyenler, öğrenciler hazır bulundu.
Araştırmacı Yazar Haydar Teberoğlu, Hamdullah Bektaşoğlu Dede, Koç Ulusoy Dede, İnanç Kurulu Başkanı Ali Yeşildağ ve Alevilik Araştırmacısı-Danışman Ezgi Özdemir’in konuşmacı olarak katıldıkları panelin açılış konuşması Rektörümüz Prof. Dr. Harun Çiftçi tarafından yapıldı. Türk-İslam medeniyetinin Anadolu ve Balkan coğrafyalarına götürülerek buraların yurt yapılmasında Horasan Erenleri’nin oynadığı mühim role dikkat çeken Rektör Çiftçi, konuşmasının başında; “Anadolu çok zengin kültürleri barındıran bir coğrafyadır. Sadece kendi içerisindeki zenginliğin bir yansıması olarak medeniyetimize katkı sağlamakla kalmamış aynı zamanda Balkan coğrafyasında da etkili olmuştur. Türklerin Anadolu’da yeni bir sosyo-iktisadi ortam oluşturması ve aynı şekilde tarihten gelen birikimle yeni bir medeniyet ortaya çıkarması oldukça önemlidir. Türkmenlerin Anadolu’ya akın akın gelmesiyle artık Anadolu, Rum diyarı olmaktan çıkmış, vatan toprağına dönüşmüştür.” ifadelerini kullandı.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş aşamasından sonra yönünü Batı’ya çevirdiğini aktaran Rektör Çiftçi, “Orta Asya’dan gelen Türkmenler, Anadolu üzerinden Balkanlara geçmiş, bu süreçte Alevi ve Bektaşi tekkeleri çok önemli rol üstlenmişlerdir. Ahi Evran’dan Balkanlardaki Sarı Saltuk Gazi’ye kadar Yesevi meşrepten gelen insanlar çok ciddi gayret ve fedakârlıklarıyla bir inşa hareketi meydana getirmişlerdir. Tarihî süreçler neticesinde kültür zenginliğimiz artık kitaplarda, ansiklopedilerde kalmayıp milletin gönlünde de mümtaz bir yer edinmiştir. Geçmişteki bazı siyasi hadiseler nedeniyle Anadolu coğrafyasında birtakım sıkıntılar olmuş, o dönemde ayrılıklar başlamış ama söz konusu ayrışmalar kardeşlik hukukunu bozamamıştır.” ifadelerini kullanan Rektör Çiftçi, aynı özden gelerek inşa hareketlerinde bulunan unsurların bir arada olmasının Türk milleti için önemli bir avantaja dönüştüğünü vurgulayarak Alevi-Bektaşi Başkanlığının kurulmasının kültür atmosferimize ve zenginliğimize çok ciddi katkı sağlayacağını belirtti. Konuşmasının devamında ise “Bilhassa Türkiye merkezinde düşünülürse yeni eksenlerin konuşulduğu günümüzde kendi iç dinamiklerimizle birlik ve dirlik içerisinde etki alanımıza giren coğrafyalara da ciddi katkımız olacaktır. Bu nedenle farklılıklarımızı zenginlimiz olarak kabul ediyoruz. Her zenginlik milletimiz için değerli bir kazanım olarak görülmelidir. Geçmişte Alevilik ve Bektaşilikle ilgili pek çok akademik çalışma yapıldı ama yakınlaşma noktasında ciddi adımlar atılamadı. Biz Çankırı’ya geldiğimizde Avrupa Alevi Düşünce Kültür ve Cemevi Derneği Çankırı Şubesi Başkanımız Aynur Hanım ve ekibiyle, sayın dedelerimizle bir araya gelerek oluşturduğumuz sohbetlerde bunun en somut adımlarını gördük ve ben ilk defa cem törenine katıldım. Aynur Hanım’ın vesilesiyle sayın dedelerimi de orada tanıdım.
Ve gördük ki yıllarca birbirimizden uzak kalmışız. Aynı duyguları, aynı hissiyatı paylaşıyormuşuz, aynı duaları ediyormuşuz da yeterince haberimiz yokmuş. Ben dedelerimizin dualarından, oradaki ritüellerden çok etkilendim. Üniversite olarak böyle bir etkinlik yapma fikri de bu vesileyle ortaya çıkmış oldu. Birbirimizle kaynaşma, birbirimizi daha iyi anlama ve ilerleyen dönemlerde birlikte daha güçlü adımlar atma adına da inşallah güzel başlangıçlara vesile oluruz.” ifadelerine yer verdi.
Daha sonra ÇAKÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Murat Yıldırım, ÇAKÜ’nün farklı kültürlerin kaynaşması noktasında yürüttüğü faaliyetlerden bahsederek üniversitenin şehir kültürünün yaşatılmasındaki önemine değindi.
Panelistler Araştırmacı Yazar Haydar Teberoğlu, Hamdullah Bektaşoğlu Dede, Koç Ulusoy Dede, İnanç Kurulu Başkanı Ali Yeşildağ ve Alevilik Araştırmacısı-Danışman Ezgi Özdemir sırasıyla söz aldılar. Teberoğlu, konuşmasında Seyyid Hacı Ali Turab, Seyyid Hacı Murad-ı Veli ve Seyyid Mehemmed Abdal hakkında bilgi vererek cemin kökenlerinden ve Alevi-Bektaşi öğretisinin temelinde Kur’an-ı Kerim olduğundan bahsetti. Daha sonra söz alan Hamdullah Bektaşoğlu Dede ise Kur’an’dan örneklerle Alevilik erkânına ve "eline, beline, diline sahip ol” felsefesine değindi. Ezgi Özdemir, Aleviliğin güncel meselelerine işaret ettiği konuşmasında Aleviliğin temelinde insan sevgisinin olduğunu vurguladı. Panelist Koç Ulusoy Dede ise Anadolu Aleviliğinin genel kaidelerini ve sosyokültürel yapısını anlattı. Son olarak söz alan Ali Yeşildağ, Alevi-Bektaşi nefeslerinden örneklerle vahdet-i vücut felsefesinin öneminden bahsetti.
Avrupa Alevi Düşünce Kültür ve Cemevi Derneği Çankırı Şubesi Başkanı Aynur Aslan ise duygularını “Panelimizin ev sahipliğini yapan Çankırı Karatekin Üniversitesine şükranlarımı sunuyorum. Alevi ve Bektaşiliğin anayurdu olan Anadolu; günümüze kadar birçok medeniyete kucak açmıştır. Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu'ya ayak basması ile Anadolu’da filizlenen ve günümüze kadar gelen Alevilik, binlerce yıllık tarihinde hep var olmuştur ve var olacaktır. Çünkü mayasında sevgi, merhamet, saygı, Ehl-i Beyt sevgisi vardır. Alevilik, İslam’ın özü, Hz. Muhammed'in, İmam Ali'nin, Ehl-i Beyt yoludur.
Bu ‘yol’da olanların özü de geleceği de hep aydınlık olacaktır. Biz, bu yol için elimizden geleni yapmaya çalışan neferleriz. Değerli konuşmacılarımıza, panelimize katılan siz değerli katılımcılara teşekkür ederim.” şeklinde ifade etti.
Dernek Başkanı Aynur Aslan’ın Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi’ye ve panelistlere plaket takdiminin ardından etkinlik sona erdi.