ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, Çelik Kubbe Projesi’nin gelişim sürecini ve Türk savunma sanayisine katkılarını anlattı. Akyol, Çelik Kubbe’nin temelinin, Türkiye’nin uzun menzilli ilk hava savunma sistemi olan SİPER ile atıldığını belirtti. “SİPER, Türkiye’nin envanterine giren ilk uzun menzil hava savunma sistemi oldu. Şimdi ise seri üretim aşamasındayız. Bu sistemin arkasında birçok ileri teknoloji bir araya getirilerek etkili çözümler üretiliyor” dedi.
Çelik Kubbe Projesi, ASELSAN’ın geliştirdiği yerli ve milli hava savunma sistemleriyle, Türkiye’yi havadan gelecek tehditlere karşı korumayı amaçlıyor. Akyol, bu projede kullanılan SİPER, KORKUT, HİSAR-A ve HİSAR-O sistemlerinin yanı sıra GÖKSUR ve GÜRZ gibi yeni nesil hava savunma teknolojilerinin de önemli rol oynadığını söyledi. Projede kullanılan sistemlerin yapay zekadan faydalandığını ve birbirine entegre bir şekilde çalıştığını vurguladı.
ASELSAN’ın, yerli ve milli ürünlerle Türk Silahlı Kuvvetleri ve dost ülkelerin savunma ihtiyaçlarına büyük katkı sağladığını belirten Akyol, “Türk savunma sanayisi, yerlilik oranında yüzde 80’i geçti. ASELSAN olarak, sadece Türkiye’de değil, 90’a yakın ülkeye de ihracat yaparak, dost ve müttefik ülkelerimize de destek oluyoruz. Hava savunma sistemlerinde çok önemli mesafeler kat ettik” diye konuştu.
Akyol, Çelik Kubbe Projesi’nin geliştirilme sürecini de ayrıntılı şekilde anlattı. “Alçak, orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemlerimizi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine kazandırdık. 2024, SİPER’in envantere girdiği yıl oldu ve artık bütün hava savunma katmanlarını tamamlamış olduk” dedi. Çelik Kubbe Projesi’nin, radar ağları, elektronik harp sistemleri ve sensörlerle entegre çalıştığını belirten Akyol, yapay zekâ desteğiyle yönetilen akıllı komuta kontrol sistemleri ile Türkiye’nin hava savunma kapasitesinin büyük bir adım attığını ifade etti.
ASELSAN’ın yerlileşme ve millileşme hedefleri doğrultusunda geliştirdiği her ürünün büyük bir önem taşıdığını belirten Akyol, “Türkiye, son yıllarda karşılaştığı ambargolarla savunma sanayinde kendi teknolojilerini geliştirmek zorunda kaldı. Bu zorluklar bizi daha fazla millileşmeye ve yerlileşmeye teşvik etti. Şu anda, radar ve diğer sensör sistemlerinden alt bileşenlere kadar her şeyi yerli imkanlarla üretiyoruz. Artık, Türkiye’nin kendi savunma sistemlerini herhangi bir dış bağımlılığa gerek duymadan geliştirebilecek seviyeye geldi” dedi.
ASELSAN’ın, yüksek seri üretimle tüm ülke genelinde hava savunma sistemlerini yaygınlaştırma aşamasında olduğunun altını çizen Akyol, ROKETSAN ve TÜBİTAK ile olan işbirliklerinin de projeye büyük katkı sağladığını belirtti. ASELSAN’ın güçlü yerlileşme ve millileşme vizyonunun, Türk savunma sanayisini dünya çapında rekabet edebilir bir seviyeye taşıdığına dikkat çeken Akyol, bu süreçteki en büyük motivasyonlarının Türkiye’nin bağımsızlığını artırmak olduğunu ifade etti.