Bilgisayar biliminin öncüsü Alan Turing, gündeme geldi. Bu yazıda Alan Turing'in hayatı ve çalışmalarıyla ilgili detaylı bilgi edinebileceksiniz.
Alan Turing kimdir?
Alan Mathison Turing, 23 Haziran 1912’de Londra’nın Maida Vale bölgesinde doğdu. Ailesi, Hindistan’dan İngiltere’ye taşınmıştı. Babası Julius Mathison Turing, Britanya Hindistan Kolonisi’nde devlet memuru olarak görev yapıyordu. Annesi Sara ise Hindistan’ın Orissa şehrindendi. Turing, çocukluk yıllarında büyük bir zeka potansiyeli gösterdi.
Turing, 6 yaşında St. Michael’s okuluna kaydedildi ve burada zekası hızla fark edildi. 1926’da, 14 yaşındayken, Dorset’teki ünlü Sherborne Okulu’na başladı. Eğitimine olan bağlılığı, trenlerin işlemediği günlerde bile 60 millik yolu bisikletle geçerek okula ulaşmasında kendini gösterdi. Sherborne’da klasik Antik Yunanca ve Latinceye ağırlık verilmesine rağmen, Turing’in matematik ve bilime olan ilgisi öne çıktı. 16 yaşındayken Albert Einstein’ın çalışmalarıyla tanıştı ve bu çalışmaları kendi kendine kavrayarak, Einstein’ın Newton hareket yasalarını eleştiren açıklamalar geliştirdi.
1931 yılında Cambridge Üniversitesi’ne kabul edilen Turing, burada üstün başarılar gösterdi. Matematiksel çalışmalarında seçkin bir dereceyle mezun oldu ve 1935’te akademik üye seçildi. 1936’da “Hesaplanabilir Sayılar: Karar Verme Probleminin Bir Uygulaması” adlı makalesinde Turing makineleri kavramını tanıttı. Bu çalışma, modern bilgisayar biliminin temel taşlarından biri olarak kabul edilir.
Turing’in en büyük başarılarından biri, II. Dünya Savaşı sırasında Alman şifrelerinin çözülmesine olan katkısıdır. Bletchley Park’ta çalışarak, Enigma şifreleme makinesinin kırılmasında kritik bir rol oynadı. Bu katkısı, savaşın seyrini önemli ölçüde değiştirdi ve savaş kahramanı olarak anılmasını sağladı.
1938’de Princeton Üniversitesi’nde Alonzo Church ile çalışarak, Turing makineleri ve hesaplama teorisi üzerinde önemli ilerlemeler kaydetti. Turing makineleri kavramı, bilgisayar bilimlerinin temelini oluştururken, Church-Turing Hipotezi matematik felsefesi üzerine önemli bir katkıdır. Cambridge Üniversitesi’ne döndüğünde Ludwig Wittgenstein ile matematik temelleri üzerine tartışmalar yaptı. Turing, biçimciliği savunurken, Wittgenstein matematiğin gerçekleri yeniden keşfetmek yerine icat ettiğini öne sürdü.
1952 yılında Turing, eşcinsel olduğunu açıklamak zorunda kaldı ve bu durum sonucunda eşcinsellik suçlamasıyla yargılandı. Kimyasal hadım cezası aldı ve 1954’te potasyum siyanid zehirlenmesi sonucu hayatını kaybetti. Polis, ölümünü intihar olarak değerlendirdi, ancak bazı teoriler bu ölümün arkasında başkalarının da olabileceğini öne sürmüştür.
Alan Turing, bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Anısına verilen Turing Ödülü, bilgisayar biliminin en prestijli ödüllerinden biridir. Ayrıca, gelişim biyolojisinde önemli bir yere sahip olan reaksiyon-difüzyon modelinin de formülatörü olarak bilinir. Turing’in yaşamı ve çalışmaları, matematik ve bilgisayar bilimi dünyasında büyük bir etki bırakmış ve onun bilim dünyasındaki yeri her geçen gün daha da değer kazanmaktadır.
