ÖZEL HABER/Afyonkarahisar’da bulunan ve Anadolu’da kurulan ilk mevlevihanelerden biri olan Sultan Divani Mevlevihanesi, Mevlevilik tarihindeki önemli merkezlerden biri olarak dikkat çekiyor. Mevlevihane, Konya Mevlevihanesi'nden sonra en önemli ikinci mevlevihane olarak biliniyor.
Afyonkarahisar Belediye Başkanlığı Kent Tarihi ve Tanıtımı Müdürlüğü Tanıtım Görevlisi Başak Özlem Özamay, müzenin tarihiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Mevlevihane müzesi; Mevlevihaneler içerisinde ilk atılanlar arasında Konya'dan sonra Sultan Divani Mevlevihanesi gelmektedir. 15. yüzyılın sonu ve 16. yüzyılın başlarında burası çok önemli bir merkez olmuştur. 1902’deki büyük Afyonkarahisar yangınında tamamen yanmış, bugünkü haliyle 1906-1908 yıllarında yeniden inşa edilmiştir. Derviş hücreleri ve Matbah-ı Şerif bölümü, 2008 yılında Afyonkarahisar Belediyesi tarafından müze olarak ziyarete açılmıştır. Ayrıca, 40 Hatimli Şifalı Aşure geleneği Sultan Divani zamanında burada başlamış ve birçok mevlevihaneye yayılmıştır. Bugün bu gelenek hâlâ devam etmektedir. Müzenin karşısında bulunan türbe camisinde Sultan Divani ve diğer dervişlerin sandukaları yer almaktadır.”
Sultan Divani Mevlevihanesi’nin tarihçesine bakıldığında, kuruluşunun 13. yüzyıla dayandığı görülüyor. Özellikle Hz. Mevlana’nın yedinci kuşak torunlarından Sultan Divani zamanında, 16. yüzyılda Mevlevilik açısından büyük bir öneme sahip olan mevlevihane, 1902’deki büyük yangınla tamamen tahrip olmuş ve bugünkü haliyle 1908 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Bahçesinde yer alan derviş odaları, Matbah (mutfak) ve mezarlık alanlarıyla dikkat çeken mevlevihane, 30 Aralık 2008 tarihinde “Sultan Divani Mevlevihane Müzesi” adıyla kapılarını yeniden açmıştır. Özellikle “40 Hatimli Şifalı Aşure” geleneğiyle kültürel mirası yaşatan bu eşsiz yapı, ziyaretçilerine hem tarihi hem de manevi bir atmosfer sunmaktadır.
Afyonkarahisar’a yolunuz düşerse, bu eşsiz kültürel mirası mutlaka keşfetmelisiniz!
HABER: Burak Kaya
