ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye'de son yıllarda yaşanan çatışmaların ardından halkın artık umutlanacak bir neden bulduğunu belirterek, Suriye'nin geleceği için barışçıl bir geçiş sürecinin destekleneceğini vurguladı. Blinken, ABD'nin Suriye liderliğindeki kapsayıcı bir süreci, iktidarın hesap verebilir bir hükümete barışçıl yollarla devredilmesi amacıyla güçlü bir şekilde desteklediğini ifade etti.
Blinken, yaptığı yazılı açıklamada, Suriye halkının 14 yıl süren çatışmaların ardından nihayet barış için bir umut ışığına sahip olduğunu belirtti. Esad rejiminin 2011'den bu yana bir siyasi sürece dahil olmayı reddettiğini ve Rusya ile İran'ın desteğine bel bağlamasının, rejimin çöküşünü kaçınılmaz hale getirdiğini söyledi.
Blinken, Suriye halkının, bu geçiş sürecinde devlet kurumlarının korunması, temel hizmetlerin yeniden başlatılması ve savunmasız toplulukların korunması gibi talepleri olduğunu vurguladı. ABD Dışişleri Bakanı, "Suriye halkı, bu geçiş sürecinde devlet kurumlarının muhafaza edilmesini ve temel hizmetlerin yeniden başlatılmasını talep etmeye hakkı vardır" diyerek, sürecin herkesin haklarını gözeten bir şekilde işlemesi gerektiğini ifade etti.
Blinken, Esad rejiminin ve destekçilerinin kimyasal silah kullanımı ve sivillere yönelik haksız gözaltılar gibi zulümleri konusunda uluslararası çabaların desteklenmeye devam edeceğini belirtti. Bölgedeki gelişmeleri takip ettiklerini ve ilgili ortaklarıyla sürekli irtibat halinde olduklarını ifade eden Blinken, "Esad rejimi ve destekçilerinin işlediği zulüm ve suiistimallerden sorumlu tutulmasına yönelik uluslararası çabaları destekleyeceğiz" dedi.
Bölgedeki muhalif grupların liderlerinin açıklamalarını da değerlendireceklerini belirten Blinken, "Ancak daha fazla sorumluluk üstlendikçe, sadece sözlerini değil eylemlerini de değerlendireceğiz" diyerek, muhaliflerin tutum ve davranışlarını takip edeceklerinin altını çizdi.
Son olarak, Blinken tüm bölge aktörlerine insan haklarına saygı göstermeleri, sivilleri korumak için gerekli tedbirleri almaları ve uluslararası insancıl hukuka riayet etmeleri çağrısında bulundu.